İnsanın başarısı, sağlığı ve mutluluğu fiziksel beden ile zihinsel bedenin uyum içinde, doğru, yerinde ve etkili bir şekilde kullanımı ile olur. Özellikle zihin son yılların en çok çalışılan muamması ve henüz çözülebilmiş de değil. Zihin derya deniz bir bilgi alanı, herkes bir ucundan tutup açıklamalar yapıyor. Düşünce gücü ile kendilerini hastalandıranlar olduğu gibi tedavi edenler, hatta hasta olmamayı başaranlar var. Ortak nokta ise zihnin kullanım yönü, düzeyi, başarısıdır. Zihin gücünün farkına varmak, odaklanmak ve doğru yönde kullanabilmek zihin eğitimi ile mümkündür. Eğitimli zihinler ile kişisel menkıbeler yazılıp, bu dünyadaki gizli hazine kapıları açılabilir.
İnsan, çevresini saran dünyayı, olayları, olguları, geçmişini okuyarak ve zihnini kullanarak algılar. Buda zaman içinde bilgiyi algılama, ilişkilendirme, genişletme, sorgulama, yorumlama, özetleme gibi öğrenmeyi zenginleştirir. Böylece insan karar verme, seçme, amaçlarını gerçekleştirme, ihtiyaçlarını ve haklarını savunma becerilerini geliştirebilir.
Kişinin anlama becerileri tahmin etme, sorgulama, özetleme ve açıklama teknikleri ile gelişir. İnsanın öğrenme süreçlerinde, farkına varılmadan, zihinde, çeşitli işlem ve süreçler yürütülür. Bu nedenle herkesin kendine özgü zihin etkinlikleri ve sonuçları vardır. Zihin eğitimi, bu etkinliklerin her birini tanıma ve bilinçli olarak kullanabilme çalışmalarını kapsar. Antoine de La Garanderie zihinsel süreçleri “dikkat, hafıza, anlama, düşünme ve hayal gücü” olmak üzere beş başlık altında toplamaktadır. Beden eğitiminde fiziksel hareketlerin bedene etkisi ve amaca uygun hareketlerle bedenin şekillendirilmesi öğretilir. Zihin eğitiminde de zihinsel hareketlerin zihne etkisi ve amaca uygun tekniklerle zihnin şekillendirilmesi amaçlanır. Mesela zihin eğitimi için dikkat toplama ve sürdürme, öğrenme becerilerini geliştirme, düşünmeyi zenginleştirme, anlamayı derinleştirme, hayal gücünü genişletme gibi çalışmalar yapılır. Ardından bir konuyu öğrenme, gözden geçirme, problem çözme, yazılı ifade becerilerini iyileştirme, imlayı düzeltme, süreyi kontrol etme ve yönetme, kendini değerlendirme gibi etkinliklerle zihin eğitim düzeyi kontrol edilir. Sonuç durumuna göre zihinsel etkinliklere devam edilir. Başarılı olanlarda genel olarak "okuma becerisi"nin çok etkili olduğu görülür. Zihin eğitiminde, okuma etkinlikleri ve teknikleri ile bireyin anlama, düşünme, sorgulama, öğrenmeyi öğrenme ve hayal kurma becerileri geliştirilebilir. Özellikle farklı metinleri, okuma etkinlikleri zihni yönetme becerilerini zorlasa da daha çok geliştirmektedir. Zihin eğitiminde de okuma becerisi kişisel başarı da açık ara fark yaratmaktadır. Buna rağmen okuma hep göz ardı edilmiştir. Aile desteği okuma seviyesini artırırken sosyal medya düşürüyor. 13-20 yaş arası çok satan kitaplar ve popüler kültür kitaplarını tercih ederken, 25-30 yaş arası kişisel gelişime yöneliyor. 30 yaş ve üstünün tercihi ise araştırma-inceleme ve politika kitapları oluyor. Okumak sadece iyi bir iş veya diploma demek değildir. İyi bir hayat, görgü ve kültür demektir. İnsanın okumaları ile dikkat toplaması, sürdürmesi, anlaması, anlayışı, düşünmesi, sorgulaması, öğrenmesi ve hayal kurması gelişir. Böylece kişinin yaşam memnuniyeti artar. 2008 yılında yapılan ankette %70 kitap okumuyorum derken bu oran 2018'de % 36’ya düşmüştür. Bu eğilim sevindirici olsa da yeterli değildir. Çünkü, tek tip okuma, zihin eğitimini sağlamaya yetmediği zihinde daralma etkisi yapmaktadır. Okuma öğrenme ile ilgili en çok kullanılan ve 12 yaşına kadar doğal olarak yerleşen bir beceridir. Doğru okuma ise, hızlı ve etkili okurken, okuduğunu anlayabilme becerisini ifade eder. Birçok insan dakikada ortalama 250 kelime okur. Genel olarak sesli okuma, aşırı göz hareketleri, sıklıkla geriye dönüşler, kelime okuma, düşük konsantrasyon, dikkat dağınıklığı, hiperaktivite gibi nedenler okumayı yavaşlatıp okuyucunun sıkılmasına hatta okumaktan vazgeçmesine neden olmaktadır. Başarılı sonuç için öncelikle okumayı yavaşlatan nedenlerin bulunup üstesinden gelinmesi gerekir. Bunun için uzun vadede okuma çalışmalarına sabırla devam etmek yeterlidir. Ama kısa vadede çözüm için yardım ve destek almak akıllıca bir seçimdir. Okuma becerisinden memnun olmayanlar için iş bitmiş değil, bir yerden başlamak ve devam etmek gerekir. Anlayarak-hızlı okumak uzun süre çok okuyarak elde edilebilen bir beceridir. Ancak bazı teknikler ve çalışmalarla daha kısa sürede daha hızlı okumak da mümkündür. Doğada boş bırakılan tarlayı ayrık otlarının sarması gibi hedefsiz bırakılan bir zihnide evham, takıntı veya istenmeyen düşünceler sarar. Araziyi korumak için yapılan mücadele, zihin için de yapılmalıdır. Çünkü "boş zihin de boş arazi gibidir, doğru işlenmeyince karın doyurmaz". Büyüklerimiz, "tefekkür edelim de hikmeti bulup, tevekkül edebilelim" derlerdi. İşte okumak bakış açısı değişimiyle düşüncelerde de farklılaşmaya ve
1. Öncelikle insanın geçmişi üzerinde yoğunlaşıp, sebeplere dair düşünmesine (Tezekkür)
2. Tedbir almak için geleceğe yönelik düşünceler üretmesine (Tedebbür)
3. Akıl bağ kuran demek olup zihnin, sebepler ve sonuçlar arasında bağ kurmasına (Teakkul)
4. Derin düşüncelerden sonra lehinde-aleyhinde olanı tespit ederek (Tefakkuh ) kalıcı değişimi sağlar.
Yukarda saydığım düşünsel aşamalar her probleme uygulanabilir. Şöyle ki, kredi kartları borucunda muzdarip biri, geçmişi üzerinde yoğunlaşıp, sebepler ve tedbirleri derin düşünerek sebepler ve sonuçlar arasında ki bağı kurup lehinde ve aleyhinde olanları tespit ederek kalıcı çözümü bulabilir. Bedel ödeyerek, alın teri dökerek oluşturulan fikirle elde edilen sonuç kalıcı olur. İşte tamda bu nedenle okumak, insanın, derin düşüncelerini ve düşünme şeklini iyileştirerek, hayatın içinde savrulmasını önler.
İnsan, çevresini saran dünyayı, olayları, olguları, geçmişini okuyarak ve zihnini kullanarak algılar. Buda zaman içinde bilgiyi algılama, ilişkilendirme, genişletme, sorgulama, yorumlama, özetleme gibi öğrenmeyi zenginleştirir. Böylece insan karar verme, seçme, amaçlarını gerçekleştirme, ihtiyaçlarını ve haklarını savunma becerilerini geliştirebilir.
Kişinin anlama becerileri tahmin etme, sorgulama, özetleme ve açıklama teknikleri ile gelişir. İnsanın öğrenme süreçlerinde, farkına varılmadan, zihinde, çeşitli işlem ve süreçler yürütülür. Bu nedenle herkesin kendine özgü zihin etkinlikleri ve sonuçları vardır. Zihin eğitimi, bu etkinliklerin her birini tanıma ve bilinçli olarak kullanabilme çalışmalarını kapsar. Antoine de La Garanderie zihinsel süreçleri “dikkat, hafıza, anlama, düşünme ve hayal gücü” olmak üzere beş başlık altında toplamaktadır. Beden eğitiminde fiziksel hareketlerin bedene etkisi ve amaca uygun hareketlerle bedenin şekillendirilmesi öğretilir. Zihin eğitiminde de zihinsel hareketlerin zihne etkisi ve amaca uygun tekniklerle zihnin şekillendirilmesi amaçlanır. Mesela zihin eğitimi için dikkat toplama ve sürdürme, öğrenme becerilerini geliştirme, düşünmeyi zenginleştirme, anlamayı derinleştirme, hayal gücünü genişletme gibi çalışmalar yapılır. Ardından bir konuyu öğrenme, gözden geçirme, problem çözme, yazılı ifade becerilerini iyileştirme, imlayı düzeltme, süreyi kontrol etme ve yönetme, kendini değerlendirme gibi etkinliklerle zihin eğitim düzeyi kontrol edilir. Sonuç durumuna göre zihinsel etkinliklere devam edilir. Başarılı olanlarda genel olarak "okuma becerisi"nin çok etkili olduğu görülür. Zihin eğitiminde, okuma etkinlikleri ve teknikleri ile bireyin anlama, düşünme, sorgulama, öğrenmeyi öğrenme ve hayal kurma becerileri geliştirilebilir. Özellikle farklı metinleri, okuma etkinlikleri zihni yönetme becerilerini zorlasa da daha çok geliştirmektedir. Zihin eğitiminde de okuma becerisi kişisel başarı da açık ara fark yaratmaktadır. Buna rağmen okuma hep göz ardı edilmiştir. Aile desteği okuma seviyesini artırırken sosyal medya düşürüyor. 13-20 yaş arası çok satan kitaplar ve popüler kültür kitaplarını tercih ederken, 25-30 yaş arası kişisel gelişime yöneliyor. 30 yaş ve üstünün tercihi ise araştırma-inceleme ve politika kitapları oluyor. Okumak sadece iyi bir iş veya diploma demek değildir. İyi bir hayat, görgü ve kültür demektir. İnsanın okumaları ile dikkat toplaması, sürdürmesi, anlaması, anlayışı, düşünmesi, sorgulaması, öğrenmesi ve hayal kurması gelişir. Böylece kişinin yaşam memnuniyeti artar. 2008 yılında yapılan ankette %70 kitap okumuyorum derken bu oran 2018'de % 36’ya düşmüştür. Bu eğilim sevindirici olsa da yeterli değildir. Çünkü, tek tip okuma, zihin eğitimini sağlamaya yetmediği zihinde daralma etkisi yapmaktadır. Okuma öğrenme ile ilgili en çok kullanılan ve 12 yaşına kadar doğal olarak yerleşen bir beceridir. Doğru okuma ise, hızlı ve etkili okurken, okuduğunu anlayabilme becerisini ifade eder. Birçok insan dakikada ortalama 250 kelime okur. Genel olarak sesli okuma, aşırı göz hareketleri, sıklıkla geriye dönüşler, kelime okuma, düşük konsantrasyon, dikkat dağınıklığı, hiperaktivite gibi nedenler okumayı yavaşlatıp okuyucunun sıkılmasına hatta okumaktan vazgeçmesine neden olmaktadır. Başarılı sonuç için öncelikle okumayı yavaşlatan nedenlerin bulunup üstesinden gelinmesi gerekir. Bunun için uzun vadede okuma çalışmalarına sabırla devam etmek yeterlidir. Ama kısa vadede çözüm için yardım ve destek almak akıllıca bir seçimdir. Okuma becerisinden memnun olmayanlar için iş bitmiş değil, bir yerden başlamak ve devam etmek gerekir. Anlayarak-hızlı okumak uzun süre çok okuyarak elde edilebilen bir beceridir. Ancak bazı teknikler ve çalışmalarla daha kısa sürede daha hızlı okumak da mümkündür. Doğada boş bırakılan tarlayı ayrık otlarının sarması gibi hedefsiz bırakılan bir zihnide evham, takıntı veya istenmeyen düşünceler sarar. Araziyi korumak için yapılan mücadele, zihin için de yapılmalıdır. Çünkü "boş zihin de boş arazi gibidir, doğru işlenmeyince karın doyurmaz". Büyüklerimiz, "tefekkür edelim de hikmeti bulup, tevekkül edebilelim" derlerdi. İşte okumak bakış açısı değişimiyle düşüncelerde de farklılaşmaya ve
1. Öncelikle insanın geçmişi üzerinde yoğunlaşıp, sebeplere dair düşünmesine (Tezekkür)
2. Tedbir almak için geleceğe yönelik düşünceler üretmesine (Tedebbür)
3. Akıl bağ kuran demek olup zihnin, sebepler ve sonuçlar arasında bağ kurmasına (Teakkul)
4. Derin düşüncelerden sonra lehinde-aleyhinde olanı tespit ederek (Tefakkuh ) kalıcı değişimi sağlar.
Yukarda saydığım düşünsel aşamalar her probleme uygulanabilir. Şöyle ki, kredi kartları borucunda muzdarip biri, geçmişi üzerinde yoğunlaşıp, sebepler ve tedbirleri derin düşünerek sebepler ve sonuçlar arasında ki bağı kurup lehinde ve aleyhinde olanları tespit ederek kalıcı çözümü bulabilir. Bedel ödeyerek, alın teri dökerek oluşturulan fikirle elde edilen sonuç kalıcı olur. İşte tamda bu nedenle okumak, insanın, derin düşüncelerini ve düşünme şeklini iyileştirerek, hayatın içinde savrulmasını önler.