UMRE NOTLARI -2-
Günler yaklaştıkça yüreğimin yükü daha bir ağırlaşıyor. O kadar ağır ki; bedenim beni taşıyamayacak sanki. Tatlı bir heyecan kelimesiyle ifade edilemeyecek kadar güzel şeyler yaşıyorum.
Etrafımda birşeyler oluyor. Birileri geliyor gidiyor.Selâm gönderenler, dua isteyenler, 'bizi de unutma' diyenler. Ben ise oradayım ama yok gibiyim. İşitiyor ama duymuyor gibiyim. Bakıyor da görmüyor gibi... Kendimi dahil ettiğim bir hayalin göz kamaştırıcılığını büyük bir hayranlıkla izliyorum sadece. Hasret gerçeği ne kadar acıysa vuslat hayali de o kadar güzel.
Tek başıma bir sefere çıkacak gibiyim.Yoldaşsız yalnız...Kalabalıkların içinde ama tek başına... Günahımla sevabımla beni benden iyi anlayan, kalplerin gizlediğini de açığa çıkardığını da en iyi bilene doğru. . Tıpkı mahşer gibi.
Mahşerin korkusu bürüyor her zerremi. Denizler kaynatılıp yer yarıldığında kabirlerden kalkan bedenlerin bir meydana yönelirken yaşadığı sessizliği kuşanıyor yüreğim.Dönüşü olmayan kıyamın hesaba yürüyüşündeki acziyeti hissediyorum iliklerime kadar.
Olanların ötesinde uzak biryerde yıkık bir duvar dibinde, kollarımla tüm benliğimi kucaklamış, başım kucağıma düşmüş bir sevda nöbetine düşmüş gibi tirtir titriyorum. Korkuyorum çünkü. Ya bu rüya biterse.?
****
Umre...
Sembollerle kuşatılmış küçük bir hacc dan başkası değil.
Ömür kelimesiyle aynı kökten geliyor. Hayatta bir kere de olsa yaşanması gereken bir tecrübe. Kuşanmış bilinçlerle yola çıkınca, umreler ömürlere dönüşür. Bu yüzden'' hacc için hazırlanın'' der Rabbimiz. ''Hazırlıkların en hayırlısı takvadır'' der sonra. Umre ya da hacc için yola çıkmadan önce, gelince dağıtılacak hediyelerden başka şeyler hazırlamak lazım.
Öncelikle bir bilinç tazelemek şart. Çıkılacak yolculuğun sıradan bir yolculuk olmadığını farketmek lazım. Arap kardeşlerimiz oraya gelen misafirler Duyufu-r Rahman diyorlar. Rahmanın misafirleri. Çıkacağımız yolun sonunda Rahman'a misafir olabilmek ne güzel.
Mekandan münezzeh olan Rahman, tüm merhametiyle bizi bekliyor.
Şirazi'nin 'yek katrei hunest ve hezar endişe' ''insan bir damla kan ve binbir endişedir'' sözü ne kadar da anlamlı. Hayat yolculuğunda ne kendimize etiğimiz zulümler biter ne binbir endişe içinde yorulmaktan azad oluruz. Kendimize esir olur binbir acıyı yaşarız ölümüne.Soluk alamaz oluruz bazı zamanlarda. İşte tam orada 'Yunus'ca bir tevbe gerekir. ''Rabbim ben kendime zulmettim'' diyebildiğimiz ölçüde insan kalırız.
Hayatın dağdağasından yorulan ruhlarımıza en güzel ikram Duyufu-r Rahman olabilmek değilse nedir?
''Kabı olmayanın kazancı olmaz'' der atalarımız. Kâbeye gidecek olanların kabı da 'takva' ya dair hazırlıklarıdır. Çıkılan yolculuğun turistik bir seyahat olmadığının farkında olmak lâzım. Âlemlerin rabbinin mânevi huzurunda temizlenmek için öncelikle 'şeairullah' ını şuurunda olmak lazım.
****
Kabe
Şiarların en anlamlısı. Dört köşeli duvarıyla sonsuzluğa dair en anlamlı sembol. Onun etrafında dönerken hayatımız geçmeli gözümüzün önünden. Her dönüşün sonunda selamladığımız Hacer-ul esved ile Rabbimize olan ahdimizi yenileyerek 'buyur Rabbim ben geldim' diyebilmek çok önemli. 'Lebbeyk' derken Rabbimize tüm kayıtlardan arınmış ahidler sunmak dünya ve içindekilerin hepsinden çok değerli.
Tavaf
Hayatın merkezine Allahı alarak yaşamak için tarifsiz bir prova.
Sa'y
Sürekli çalışmak, çalışırken kabe sembolünde Allahı hiç unutmadan bismillahi Allahu ekber diyerek yürümek, bazen ise koşmak..
Sanırım bu kutlu yolculuğun en güzel yanı; insanın geriye döndüğünde hayatı bıraktığı yerden yaşayacak olması... Ve geri döndüğünde kuşandığı bilinci hayatına taşıyabilme şansı.
Yol ağır, vuslata özlem zirvede...
İnsan ise dağlar kadar ağır ve yere çakılmış... Zaman zaman dumanlanan, bazen de bulutlanan. Bazen bağrından kopan kocaman kayaların çıkardığı gürültüyle korkuya kapılan..
Dağlar gibi ağır yüreklerle 'şehirlerin anası' na yürümeye hazırlanmak. Artık yükünü omuzuna alıp Yunusca yola düşme vaktidir.
Vakit mamur olmayan hanelere tecelli edecek olanın ışığına koşma vaktidir.
Vakit hayatı gurbet tadında yaşamış kullarını akıp giden nehirler gibi çağırana icabet vaktidir.
''Sonra insanların akın ettiği yerden siz de akın edin ve Allah'tan bağışlanma dileyin.'' Bakara 199
Vakit kuluna çok yakın olana daha bir yakın olmak için 'O'na yönelme vaktidir.
''Kullarım beni sana sorarlarsa (bilsinler ki) Gerçekten ben (onlara çok) yakınım'' Bakara 186
Vakit isyanlardan kaçan kullarını bir yerlerde bekleyen Allaha misafir olma vaktidir. (Er-Raqıb)
Vakit yol azığını kuşanıp yola koyulma vaktidir.
Selam ve selametle