Gün içinde zihnimizden o kadar çok düşünce geçer ki saymakla asla bitiremeyiz. Bir kişiye, bir resme, bir yere, herhangi bir nesneye bakarken yüzlerce düşünceyi bir an da aklımızdan geçirmemiz mümkündür. Kimi zaman olumlu olur kimi zaman da olumsuz olur aklımızdan geçenler. Olumlu olanlarda haz duyarken olumsuz olanlarda huzursuzluk yaşarız.
İnsan sanırım doğası gereği olumludan ziyade olumsuzlukları görmeye daha bir meyilli. Bardağın dolu tarafından ziyade boş tarafını görmek de üzerimize yok. Sanki hayatımız hep olumsuzluklar üzerine kuruluymuş gibi hisse kapılırız çoğu zaman. Bazen öyle abartılır ki bu olumsuz düşünceler, hayatımızı kendi kendimize yaşanmaz hale dahi getirebiliriz. Eski bir plak gibi herhangi bir olumsuz düşünce de takılı kalır dururuz, böyle durumlarda zihnimiz ise bizimle oyun oynamayı sever. Devamlı olarak o olumsuz düşünceyi gerçekmiş gibi bize hatırlatır, bizi huzursuz, mutsuz, rahatsız eder. Bu aslında dediğim gibi gerçek bir durum değildir. İhtimaller üzerinden bizi korkutur. Ya şöyle olursa ya böyle olursa gibi iç seslerle bizi hedefimizden şaşırtmaya çalışır. Şüpheler, kuruntular, vesveselerle hayatımızı yaşanmaz hale getirir.
Hiçbir korku ve bizi rahatsız eden hiçbir olumsuz düşünce gerçek değildir. Zihnimizin gerçekleşmesi mümkün olmayan düşünceleri olup, gerçek dünya ile hiçbir bağ ve alakası yoktur. Korku yoktur, olumsuz düşünce yoktur. Böyle durumlarda gülümsemek ve yola durmadan devam etmek gerekir