Gizli Ordular, Bizim gibi görünen ama bizim olmayan

Savaşsız İşgal & Gizli Ordular (Dokunan Yanar-Eş dost herkese okutun.) Resimlere iyi bakın dostlar. Anlatacaklarımı dikkatli okuyun. Bugünü de anlamak için yardımcı olacak. Millet olarak hep sonucu konuşmayı severiz. Süreci konuşmayı ve öğrenmeyi hiç sevmeyiz. Hep tekrarladım yine tekrarlayayım, 'Derin Nato'yu' bilmezseniz Türkiye'de yaşanan hiçbir siyasi, askeri ve ekonomik olaya anlam veremezsiniz. Derin NATO ne diyeceksiniz.

Kadrajı yükseltelim. Türkiye, Sovyet Rusya tehdidi sebebi ile NATO konseptine girince başladı herşey. NATO, üye olan ülkelere bir şart koşuyordu: Üye olan ülkelerde NATO’ya bağlı derin bir yapılanma kurulacaktı. Bunu kabul ettik. NATO, kısa sürede hayalet yapısını kurmakta gecikmeyecekti. İşte bu yapılanmaya Derin NATO diyoruz. Şimdi pür dikkat. Bu yapı yeraltı ve yerüstü olarak ikiye ayrılıyordu.  Yerüstü yapılanması askerlerden



ve istihbaratçılardan oluşuyordu. General, albay, yüzbaşı, subay… Yeraltı unsurları ise sivillerden oluşuyordu ve tam bir hayaletti. Yeraltı yapısı; hâkim, savcı, doktor, polis, esnaf, örgütler, dernekler, yazarlar, gazeteciler, bürokratlar… Msela FETÖ, 1960’ta NATO’nun sivil unsuru olarak kuruldu, büyütüldü. Bu Derin NATO dediğimiz hayalet yapı NATO ve Amerika’nın politikasına aykırı iş yapan etkili herkesi yok ediyordu.
Başbakan, gazeteci, yazar, bürokrat, asker farketmiyordu. Buhar ediyorlardı! Şimdi resme geri dönelim. Derin bir nefes al ve devam.. Adnan Menderes iktidara geldiğinde istihbaratın başında “Mehmet Naci Perkel” vardı. Sultan Abdülhamit’in kurmuş olduğu harp okullarından mezun olmuştu. Hatta 1915’te Irak Kut-ül Ammara’da İngilizlere esir düşüp kurtulmuştu. Yerli ve milli biriydi. Şimdi dikkat. NATO, Mehmet Naci Perkel yüzünden bir türlü istihbaratımızda etkili olamadı. NATO’ya uyacak



adamları istihbarata yerleştiremediler. Naci Perkel, CIA ve Amerika’yı ciddi rahatsız etti. CIA ile uyumlu çalışmıyordu. Naci Perkel hakkında kara propaganda başlattılar. Başbakan Adanan Menderes baskılara daha fazla dayanamayıp Mehmet Naci Perkel’i görevinden almak zorunda kaldı. Yerine kim getirildi dersiniz? Pür dikkat. Yerine NATO’da görevde bulunmuş Tümgeneral “Behçet Türkmen” atandı. İstihbaratın başına geçer geçmez birçok



kişiyi Amerika’ya eğitime gönderdi. İstihbaratı Amerika’ya bağlı bir kuruluş haline getirdi. İstihbaratımız CIA’nın bir şubesi haline gelmişti. Adnan Menderes bazı durumlardan şüphelenmeye başladı. Çünkü Behçet Türkmen Menderes’i de dinletiyordu. Özel hayatı ile ilgili sırlar bir anda muhalefetin diline düşmüştü. Menderes dinlendiğini araştırması için bir adamını görevlendirdi. Sonuç: CIA bağlantılı bu ekip Menderes’i
dinliyordu. Zaten istihbarat teşkilatının tüm dinleme istasyonları CIA tarafından kurulmuştu. Herşeyi herkesi dinleyip devlet sırlarını CIA’ya ulaştırıyorlardı. Teşkilât çalışanları maaşı CIA’dan alıyordu. Bu tam bir rezaletti. CIA’dan para alım işini Behçet Türkmen başlatmıştı. Adnan Menderes, durumun ileri gittiğini farkedince buna dur dedi. 1957’de Behçet Türkmen’i görevden aldı yerine daha milli birini atadı.



Sonra ne oldu dersiniz. Menderes, NATO ve CIA’nın sadık adamı Behçet Türkmen’i görevden almanın bedelini 1960 darbesi ve sonrasında idam edilerek canıyla ödedi. Behçet Türkmen’e ne oldu dersiniz. Coca Cola’nın Türkiye’ye girmesini sağladı. Coca Cola’yı Türkiye’ye sokup pazarlayarak zengin iş adamı oldu. Behçet Türkmen’in oğlu İlter Türkmen ise 1980 darbesinden sonra Dışışleri Bakanı oldu. Daha bitmedi! Bombayı patlatıp öyle bitirelim.



Behçet Türkmen’in istihbarat başkanı olduğu yıllarda Amerika’ya eğitime gönderdiği isimlerden biri de “Fuat Doğu” idi. Fuat Doğu, daha sonra istihbarat başkanı olacaktı ve şöyle diyecekti: “Ben MİT’in başkanlığını yapmadım, CIA’nın şube müdürlüğünü yaptım” Bitmedi! Fuat Doğu, Fetullah Gülen ile sıkı ilişkide olup Gülen ve yapısını istihbarat faaliyetlerine dahil eden kişidir. Yani NATO
faaliyetlerine. Hepsi gizli seçilmişler ordusudur. Buna, “gizli ordularla savaşsız işgal” diyorum… Bu anlattığım mevzunun yüzde beşi. Büyük resim daha hayret verici. Ara ara anlatacağım. Lütfen paylaşalım.– Mustafa Güldağı