Birisi en az 60 şehit var, diğeri 100 şehit var diye tabiri caizse şehitler üzerinden açık arttırmacılık oynamaya başladı. Kaynağı nerden geldiği belli olmayan asparagas haberlerle dolu ses kayıtları telefon telefon gezmeye başladı.
En nihayetinde devlet şehit olan vatan evlatlarını açıkladı ama bu sayı birilerini hiçte memnun etmemişti. Sanki onlara birisi daha fazla olacağını söylemişti de planlar biraz sekteye uğramış gibiydi.
Yoksa askerlerimize saldırı olacağını önceden biliyorlar mıydı?
Devam edelim...
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibi sabaha kadar bir yandan ABD, NATO, AB, Rusya, BM ile diplomasi trafiği yaşıyor diğer yandan ülke içerisinde provakasyon zeminini ortadan kaldrımak için süratle adımlar atıyordu.
İlk ve en büyük adım Türkiye'den Avrupa'ya gitmek isteyen sığınmacılara sınır kapılarının açılması oldu böylece içeride onlar üzerinden planlanan provakatif eylemler daha başlamadan çökmüştü.
Bunanla beraber tabii ki henüz insanlıktan nasibini alamamış Avrupa'ya da bir ders olduğunu söylemek lazım.
Bunca yoğun askeri, istihbari ve diplomasi trafiğinde Kılıçtaroğlu partisinin grup toplantısı sonrasında basın mensuplarına "İktidara geldiğimizde şehitler tepesi boş kalacak" diyerek siyasi polemik başlattı.
Sözünün nerelere gittiğini biliyor muydu, yoksa zaten kasıtlı mı söyledi?
Herkes kendisi muhasebe edebilir lakin bu sözleri söylerken Türk milletinin vatanı uğruna canından korkmayacağını da bilmesi gerekirdi.
Asıl maksadının "bakın hükümet göz göre göre sırf koltuk hırsıyla askeri ölüme gönderiyor, biz barışçıl olarak buna müsaade etmeyeceğiz" algısı üretip milleti devlete karşı en hassas noktadan karşı karşıya getirmeyi hedeflediği çok açık ortadatır.
Aynı fitne bu defa devlet şehitleri gizliyor yalanına sarılıp milletin en hassas olduğu şehadet yarasını kaşımaya başladı. Ancak ne var ki Anadolu bu tuzağa da düşmedi.
Türkiye bir yandan şehitlerinin yasını tutarken bir yandan da birbiriyle kenetlenmiş içerde ve dışarıda düşmana adeta birlik ve beraberlik gücünü gösterirken provakatörler milletin meclisinde beliriverdi.
Devletin en üst makamı Cumhurbaşkanlığına galiz küfür ve hakaretler edilerek zaten gergin olan toplum daha da gerilmişti.
Halkın devletine olan bağlılığını kırıp ardından galeyana getirip milleti sokağa dökme planları pahasına her türlü kahpeliği deneyenlere mükafat olarak Şam'dan bir teklif geldi.
“Müttefikimizlerimizi Şam'da ağırlamak isteriz."
Bir kaç yıl önce Reyhanlı'yı kana bulayan bombacı teröristin kılavuzluğunda katil Esed'e ziyarete giden CHP'nin Şam'daki katil için müttefik olarak görülmesi ve davet edilmesi pekte şaşırtıcı olmadı.
Başa dönelim henüz seçime üç yıl varken “iktidar olacağız" diyen muhalefet partisi Şam tarafından iktidarmışçasına muamele görüyordu.
Bunun iki ana sebebi var.
1.'si Erdoğan eğer harekatı durdurmazsa CHP Şam'a gidecek iktidar gibi karşılanacak barış(!) türküleri söylenecek böylece Kılıçdaroğlu bölgeye barışı getiren, getirmek için çabalayan adam konumuna gelecekti.
Böylece Erdoğan ise kendi siyasi çıkarları ve hırsı için kan döken diktatör(!) olarak dünyaya gösterilecek darbe adımları iyice pekiştirilecekti.
2.'si ise tıpkı daha önce Reyhanlı bombacısı terörist ile Şam'da kafir Esed gezisi düzenlemiş olan CHP'nin Nusayri Baas Rejimi ile var olan organik bağları ve mezhepsel birlikteliğidir.
Rus merkezli medya olan Sputnik, gazetecilik kisvesi altında etki ajanlığı yapıyor ve "Çalıntı Eyalet Hatay" haberi yaparak Türkiye'ye adeta asıl hedefimiz Hatay yani sizin elinizde bulundurduğunuz topraklar diyordu.
Ne yazık ki Türkiye'yi işgal planları bu kadar açıkça dile getirilir, gözler önüne serilirken hala daha Türkiye içerisinden kendilerine rahatlıkla yandaş daha doğrusu maşa bulabiliyorlar.
Bunca badirenin içinde işte yeni bir İHANET!
Ve son bomba...
Libya’da şehit olan MİT personelinin kimliğini ve cenaze törenini deşifre eden, etki ajanlığı yapan ODA Tv üzerinden yeni bir “12 Şubat MİT'e İhanet" operasyonu çekildi.
Bu operasyonla hükümet ve istihbarat acze düşürülüp uluslararası camiada Türkiye istihbarat ajanlarıyla Libya’da örtülü savaşıyor diye yaygara koparmak, kimliğin deşifre edilmesiyle Türkiye'nin bölgede hangi faaliyetleri yürüttüğünü dünya kamuoyuna servis etmek ve orada bulunan tüm istihbarat personelinin hayatını büyük tehlikeye atmak hedeflenmiştir.
Velhasılı Türkiye esasen örtülü yeni bir 15 Temmuz atlattı desem sanıyorum abartmış olmam.
CIA - MOSSAD - KGB - MI6 - BND - EL MUHABERAT - FETÖ ve CHP iş birliğiyle 15 Temmuz'dan daha büyük ve kanlı bir senaryonun eşiğinden döndük.
Bu olaylar zinciri karşısında Erdoğan liderliğinde devlet içeriye ve dışarıya çok büyük çalım attı.
Bunun etkilerini önümüzdeki günlerde hemen olmasa da önümüzdeki senelerde çok daha iyi anlayacağız...
Bu kadim devlet binlerce yıllık hafızaya sahip olduğu gibi her zaman 18 yaşında bir delikanlıdır.
Bu enerjisiyle Allah'ın izniyle her zaman düşmanlarla mücadele edecek güç ve kabiliyete sahiptir yeter millet tüm gücüyle devlete sarılsın, sahip çıksın ve siper olsun...
Kan emici şer cephesi bir tuzak kurdu lakin tuzak kuranların en hayırlısı Allah'tır!
Allah devlete zeval vermesin, yöneticilerimize bol bol basiret, feraset ve dirayet yağdırsın.
(Amin)
Selam ve dua ile...
Muhammed Mustafa ASLANTÜRK
En nihayetinde devlet şehit olan vatan evlatlarını açıkladı ama bu sayı birilerini hiçte memnun etmemişti. Sanki onlara birisi daha fazla olacağını söylemişti de planlar biraz sekteye uğramış gibiydi.
Yoksa askerlerimize saldırı olacağını önceden biliyorlar mıydı?
Devam edelim...
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibi sabaha kadar bir yandan ABD, NATO, AB, Rusya, BM ile diplomasi trafiği yaşıyor diğer yandan ülke içerisinde provakasyon zeminini ortadan kaldrımak için süratle adımlar atıyordu.
İlk ve en büyük adım Türkiye'den Avrupa'ya gitmek isteyen sığınmacılara sınır kapılarının açılması oldu böylece içeride onlar üzerinden planlanan provakatif eylemler daha başlamadan çökmüştü.
Bunanla beraber tabii ki henüz insanlıktan nasibini alamamış Avrupa'ya da bir ders olduğunu söylemek lazım.
Bunca yoğun askeri, istihbari ve diplomasi trafiğinde Kılıçtaroğlu partisinin grup toplantısı sonrasında basın mensuplarına "İktidara geldiğimizde şehitler tepesi boş kalacak" diyerek siyasi polemik başlattı.
Sözünün nerelere gittiğini biliyor muydu, yoksa zaten kasıtlı mı söyledi?
Herkes kendisi muhasebe edebilir lakin bu sözleri söylerken Türk milletinin vatanı uğruna canından korkmayacağını da bilmesi gerekirdi.
Asıl maksadının "bakın hükümet göz göre göre sırf koltuk hırsıyla askeri ölüme gönderiyor, biz barışçıl olarak buna müsaade etmeyeceğiz" algısı üretip milleti devlete karşı en hassas noktadan karşı karşıya getirmeyi hedeflediği çok açık ortadatır.
Aynı fitne bu defa devlet şehitleri gizliyor yalanına sarılıp milletin en hassas olduğu şehadet yarasını kaşımaya başladı. Ancak ne var ki Anadolu bu tuzağa da düşmedi.
Türkiye bir yandan şehitlerinin yasını tutarken bir yandan da birbiriyle kenetlenmiş içerde ve dışarıda düşmana adeta birlik ve beraberlik gücünü gösterirken provakatörler milletin meclisinde beliriverdi.
Devletin en üst makamı Cumhurbaşkanlığına galiz küfür ve hakaretler edilerek zaten gergin olan toplum daha da gerilmişti.
Halkın devletine olan bağlılığını kırıp ardından galeyana getirip milleti sokağa dökme planları pahasına her türlü kahpeliği deneyenlere mükafat olarak Şam'dan bir teklif geldi.
“Müttefikimizlerimizi Şam'da ağırlamak isteriz."
Bir kaç yıl önce Reyhanlı'yı kana bulayan bombacı teröristin kılavuzluğunda katil Esed'e ziyarete giden CHP'nin Şam'daki katil için müttefik olarak görülmesi ve davet edilmesi pekte şaşırtıcı olmadı.
Başa dönelim henüz seçime üç yıl varken “iktidar olacağız" diyen muhalefet partisi Şam tarafından iktidarmışçasına muamele görüyordu.
Bunun iki ana sebebi var.
1.'si Erdoğan eğer harekatı durdurmazsa CHP Şam'a gidecek iktidar gibi karşılanacak barış(!) türküleri söylenecek böylece Kılıçdaroğlu bölgeye barışı getiren, getirmek için çabalayan adam konumuna gelecekti.
Böylece Erdoğan ise kendi siyasi çıkarları ve hırsı için kan döken diktatör(!) olarak dünyaya gösterilecek darbe adımları iyice pekiştirilecekti.
2.'si ise tıpkı daha önce Reyhanlı bombacısı terörist ile Şam'da kafir Esed gezisi düzenlemiş olan CHP'nin Nusayri Baas Rejimi ile var olan organik bağları ve mezhepsel birlikteliğidir.
Rus merkezli medya olan Sputnik, gazetecilik kisvesi altında etki ajanlığı yapıyor ve "Çalıntı Eyalet Hatay" haberi yaparak Türkiye'ye adeta asıl hedefimiz Hatay yani sizin elinizde bulundurduğunuz topraklar diyordu.
Ne yazık ki Türkiye'yi işgal planları bu kadar açıkça dile getirilir, gözler önüne serilirken hala daha Türkiye içerisinden kendilerine rahatlıkla yandaş daha doğrusu maşa bulabiliyorlar.
Bunca badirenin içinde işte yeni bir İHANET!
Ve son bomba...
Libya’da şehit olan MİT personelinin kimliğini ve cenaze törenini deşifre eden, etki ajanlığı yapan ODA Tv üzerinden yeni bir “12 Şubat MİT'e İhanet" operasyonu çekildi.
Bu operasyonla hükümet ve istihbarat acze düşürülüp uluslararası camiada Türkiye istihbarat ajanlarıyla Libya’da örtülü savaşıyor diye yaygara koparmak, kimliğin deşifre edilmesiyle Türkiye'nin bölgede hangi faaliyetleri yürüttüğünü dünya kamuoyuna servis etmek ve orada bulunan tüm istihbarat personelinin hayatını büyük tehlikeye atmak hedeflenmiştir.
Velhasılı Türkiye esasen örtülü yeni bir 15 Temmuz atlattı desem sanıyorum abartmış olmam.
CIA - MOSSAD - KGB - MI6 - BND - EL MUHABERAT - FETÖ ve CHP iş birliğiyle 15 Temmuz'dan daha büyük ve kanlı bir senaryonun eşiğinden döndük.
Bu olaylar zinciri karşısında Erdoğan liderliğinde devlet içeriye ve dışarıya çok büyük çalım attı.
Bunun etkilerini önümüzdeki günlerde hemen olmasa da önümüzdeki senelerde çok daha iyi anlayacağız...
Bu kadim devlet binlerce yıllık hafızaya sahip olduğu gibi her zaman 18 yaşında bir delikanlıdır.
Bu enerjisiyle Allah'ın izniyle her zaman düşmanlarla mücadele edecek güç ve kabiliyete sahiptir yeter millet tüm gücüyle devlete sarılsın, sahip çıksın ve siper olsun...
Kan emici şer cephesi bir tuzak kurdu lakin tuzak kuranların en hayırlısı Allah'tır!
Allah devlete zeval vermesin, yöneticilerimize bol bol basiret, feraset ve dirayet yağdırsın.
(Amin)
Selam ve dua ile...
Muhammed Mustafa ASLANTÜRK
#BUGÜN YAZALIM DEDİM... 08.03.2020 / 12:08 - PAZARrn2x2=4 mü değil mi?rnDaha önce yazmıştım '' CHP parti olmaktan çıkıp örgüt üyesi olmuştur '' yani artık karşımızda bir parti yok , yönetim kadroları tamamen dizayn edildi mi ? elbette , Chp Bu ülkenin Düşmanları ile birlikte Devlet'e ihanet içinde Saldırıyor mu ? kesinlikle rn... Chp Fetönün bu topraklarda siyasi ihanet çöplüğü oldu mu? az bile Peki ülkemizde bu kadar Hainlerin İpleri kimleri ellerinde ? Bu hainler Emirleri kimlerden nasıl alıyorlar ? Tatillerde mi ? yoksa özel ziyaretlerde mi ?rnİhanet'in dibini görmek isteyenler eğer Fetöcüleri , Chp'deki hainleri ,15 Temmuzdan sonra kuru*** Emanet Parti siz biliyorsunuz ... BUNLARI GÖREMEYEN KÖR DEĞİL YA HAİLER İLE AYNI SAFTA BİRLİKTE DÜŞMANLIK EDİYORLAR, YADA ALLAH'IN DİNİ iSLAM'A VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN'A OLAN KİN VE NEFRETLERİ O KADAR BÜYÜK Kİ BÖYLE BİR İHANET İÇİNDE ŞUURSUZ KALABİLİYORLAR..... Masonların ve Misyonerlerin iş birliği içinde bu kadar haddi aşan uygulamalar ve yönlendirmeler konusunda yol geçen hanı olmak konusunda da Devletime sitem ediyorum. Bu hainlere bu kadar özgürlük diğer mağdur o*** insanlar için zülüm haline dönüşmektedir. Bu ülkede en büyük suç İHANET VE HAİNLİK olmalı.rnK.K olsun isterseniz İ.B.B başkanı E.Müdafa olsun veya diğerleri asla bu Millet'in yanında olmayacaklar . alamazlar da..Bizler Oda Tv kadar cesur yazamayız çünkü onların ağaları var bizim sadece Allah'ımız var. Sırtımızı başka bir yere dayamadık ve dayayamayız. Önceki yazılarımda şöyle bir ifadede bulunmuştum. '' Bu Millet'te İman zehirlenmesi var '' yani kalpleri hasta o*** insanlar ile yolun sonuna kadar yürümek pek mümkün olmuyor, en ufak çıkar veya menfaat hatta fikir ayrılığı olduğu zaman maalesef hasta kalple şuurlu ve kibirden uzak Dava için fedakarlık yoksunu oluyoruz. Tamam Uzun olmasın demiştik kesiyorum.. Esselamü Aleyküm ... Allah'a Emanet olunuz .. . Nihat Boylu Hoca #NBH
Kalemine ve yüreğine sağlık. Kılıçdaroğlu kendini ve seçmenlerini tehlikeye atan bir virüs!