MUHALEFETİN GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEMİ NEDİR, NE DEĞİLDİR?
Bilindiği üzere muhalefet partileri içlerinden birini masanın altına gizleyerek 28 Şubat 2022 de bilinçli ve hesaplanmış sembolik bir tarih seçilerek açıklamış oldukları güçlendirilmiş parlamenter sistemi diye eski, ayaklarına prangalar vurulmuş, uydu devlet hayaliyle bir oluşum içerisine girerek, cumhurbaşkanlığı sisteminde ilelebet başa geçemeyeceklerinden bu miladı dolmuş sadece kendileri için istedikleri HDP'yi dışlayamadıkları bir bir oluşum yaparak eski Türkiye yapısını oluşturmaya çalışmaktadırlar. Nedir bu güçlendirilmiş parlamenter sistemi sorusuna geçmeden şunu hatırlamanın oldukça önemi ve neyi amaçladıklarının da göstergesi olacağını düşünüyorum.
***
Hatırlayalım 2018 de CHP, HDP, İP,Saadet, Anayasa Profesörü İbrahim KABOĞLU başkanlığında bir anayasa çalışması yapmışlar sonra o kadar inkar edilmesine rağmen gerek ses kayıtları gerekse İbrahim KABOĞLU tarafından doğrulanmış gündemler değiştirilmek suretiyle bize unutturmaya çalışılmışlardır.
İşte güçlendirilmiş parlamenter sistem dedikleri ve anayasasını da çalıştıkları konu bu konu. Bu sistemi anlayabilmek için o anayasa çalışmalarında kamuoyuna yansıyan başlıkları araştırmanızı öneririm. Orada göreceksiniz ki bu bir anayasa ve güçlendirilmiş parlamenter sistemin taslak çalışması değil Türkiye'nin bölünmesi, parçalanması ve yutulması ile ilgili bir çalışmadır. Bu bağlamda muhalefetin 28 Şubat 2022 de yayımladığı deklarasyona baktığınızda alt yapısının 2018 de yapılan bu anayasa çalışması olduğunu ve maddelerini de incelediğinizde bunu ABD, AB gibi bizi yutmak, yok etmek isteyen emperyalist ve hegamon yapıların arzusu isteği doğrultusunda hazırlandığını hemen satırlarında bulacaksınız. CHP Milletvekili Yıldım KAYA yaptığı açıklamada bunu ağzından kaçırmış 1921 Anayasası uygulanırsa HDP’nin istediği gibi Kürt sorununun çözüleceğini belirtmişti. Nitekim HDP eş başkanı Mithat Sancar 5 Şubat 2021 tarihinde CHP Genel Başkanı Kılıçtaroğlu ile yaptığı görüşmeden sonra demokratik parlamenter sisteme dönüş konusunda ''1921 Anayasa'sının 100.yılı Bu anayasanın iki temel özelliği var. Biri çok güçlü parlamento diğeri de çok güçlü yerel yönetim sistemi.'' 1921 Anayasa’sı incelendiğinde ne demek istedikleri daha açık seçik olacaktır. Yerinde yönetim, güçlendirilmiş yerel yönetim demek HDP’nin yıllardır KCK yapısı ile söz ettiği özerk yönetim olduğunu bu halkın anlayamayacağını sandılar galiba. Bunlar 15 Temmuzda içimizdeki TSK üniforması giyinmiş hainlerin yapamadıklarını Biden’nin muhalefeti her şekilde destekleyeceğiz sözünü hatırlayarak, siyasetin gücünden yaralanıp yapmaya çalışacakları ülkeyi bölüp parçalayıp, ABD ve AB’nin kucağına oturtmak istedikleri aşikâr. Diğer maddelerini saymıyorum bile. Zaten bu 1921 Anayasa’sını öne çıkartıp, KABOĞLU’nun Anayasa çalışmasını bir araya getirdiğinizde HDP’nin sözde dışarıda gözükerek aslında ne kadar içinde olduğunu, birlikteliklerinin nasıl girift olduğunu açıkça görmekteyiz. Böylelikle İP seçmenine bakın biz parlamenter sistem istiyoruz ve HDP’yi dışarıda bırakıyoruz muhatap bile almıyoruz yalanını uydurup göz boyarken, CHP de kendi seçmenine bakın işte bilinenin aksine biz HDP ile iş tutmuyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi için sadece destek istiyoruz ve onlara yönetimde yer vermiyoruz demeye getiriyorlar eğer yersen. Peki Cumhurbaşkanlığı sistemi bu kadar güçlü bir yönetim bu kadar hızlı devlet refleksi oluştururken neden yine hantal, beceriksiz, tıkalı, kaosa dayalı, güçlü hükümetlerin oluşturulamayacağı bir sisteme dönmek istiyorlar?
Çünkü ağababaları öyle istiyor güçlü bir Türkiye, muhalefetin kucağına oturduğu bu emperyalist devlet ve oluşumların asla işine gelmez. Yoksa kaset kumpasları ile hangi partiyi hangi devleti şantaja maruz bırakabilecekler. Bunu en iyi kaset kumpası ile gelen Kılıçtaroğlu biliyor. Ben 28 Şubat kararlarını harfiyen uygulayacağım diyen çakma milliyetçi, fetöcülerin Tansu Çiller’e tavsiye edip İç İşleri bakanlığına getirilenler biliyor. Bunun içinde uyduruk güçlendirilmiş parlamenter sistem, Eyaletlere bölünmüş parçalanmış özerk yönetimler böl, parçala, yut sisteminin bir parçası haline getirilerek Yine eski, köle, pençeleri ve dişleri sökülmüş Türkiye,tabii ismi de öyle kalırsa. Ey bu necip milletin, kahraman ve asil evlatları muhalefet partileri denilen satılmışların (ki içlerinde milletvekilliği yapmış ve yapmakta olanların bir kısmının nasıl devlet sırlarını sattıklarını (İP’in kurucusu olan sözde asker kökenli şahsiyetsizler gibi),Yapılan her var olma,beka meselelerini nasıl itibarsızlaştırmaya çalıştıklarını (Çeviköz’ün mavi vatan, Azerbeyacan’ın Karabağ savaşındaki demeçleri gibi) asla ve kat’a oyununa gelmeyin. Geçmişte bizdenmiş gibi görünenlerden 15 Temmuzu gördük, şimdi de bizdenmiş görünen sözde siyasetçiler marifetiyle Türkiye’yi yok etme yarışına girmişler. Atalarımızın yaptığı gibi bu vatanı canla, başla, kanla koruduğumuz, koruyacağımız gibi oylarımızla da koruma altına almamız gerektiğinin şuuruna varmamız gerekiyor. Taki KIZIL ELMA ülküsüne ulaşana kadar. Her daim aklımız, şuurunuz uyanık, ruhumuz dava bilinci ile ALLAH ile rabıtada, Efendimiz (S.A.V.) ile hemdem , vücudumuz ve kişiliğimiz tetikte olalım. Esenlik ve sağlıcakla kalın. ALLAH'a emanet olun.
Zeynep Çalışkan DİKABORZ |Bihavadis.com Haber sitesi köşe yazarı
Bilindiği üzere muhalefet partileri içlerinden birini masanın altına gizleyerek 28 Şubat 2022 de bilinçli ve hesaplanmış sembolik bir tarih seçilerek açıklamış oldukları güçlendirilmiş parlamenter sistemi diye eski, ayaklarına prangalar vurulmuş, uydu devlet hayaliyle bir oluşum içerisine girerek, cumhurbaşkanlığı sisteminde ilelebet başa geçemeyeceklerinden bu miladı dolmuş sadece kendileri için istedikleri HDP'yi dışlayamadıkları bir bir oluşum yaparak eski Türkiye yapısını oluşturmaya çalışmaktadırlar. Nedir bu güçlendirilmiş parlamenter sistemi sorusuna geçmeden şunu hatırlamanın oldukça önemi ve neyi amaçladıklarının da göstergesi olacağını düşünüyorum.
***
Hatırlayalım 2018 de CHP, HDP, İP,Saadet, Anayasa Profesörü İbrahim KABOĞLU başkanlığında bir anayasa çalışması yapmışlar sonra o kadar inkar edilmesine rağmen gerek ses kayıtları gerekse İbrahim KABOĞLU tarafından doğrulanmış gündemler değiştirilmek suretiyle bize unutturmaya çalışılmışlardır.
İşte güçlendirilmiş parlamenter sistem dedikleri ve anayasasını da çalıştıkları konu bu konu. Bu sistemi anlayabilmek için o anayasa çalışmalarında kamuoyuna yansıyan başlıkları araştırmanızı öneririm. Orada göreceksiniz ki bu bir anayasa ve güçlendirilmiş parlamenter sistemin taslak çalışması değil Türkiye'nin bölünmesi, parçalanması ve yutulması ile ilgili bir çalışmadır. Bu bağlamda muhalefetin 28 Şubat 2022 de yayımladığı deklarasyona baktığınızda alt yapısının 2018 de yapılan bu anayasa çalışması olduğunu ve maddelerini de incelediğinizde bunu ABD, AB gibi bizi yutmak, yok etmek isteyen emperyalist ve hegamon yapıların arzusu isteği doğrultusunda hazırlandığını hemen satırlarında bulacaksınız. CHP Milletvekili Yıldım KAYA yaptığı açıklamada bunu ağzından kaçırmış 1921 Anayasası uygulanırsa HDP’nin istediği gibi Kürt sorununun çözüleceğini belirtmişti. Nitekim HDP eş başkanı Mithat Sancar 5 Şubat 2021 tarihinde CHP Genel Başkanı Kılıçtaroğlu ile yaptığı görüşmeden sonra demokratik parlamenter sisteme dönüş konusunda ''1921 Anayasa'sının 100.yılı Bu anayasanın iki temel özelliği var. Biri çok güçlü parlamento diğeri de çok güçlü yerel yönetim sistemi.'' 1921 Anayasa’sı incelendiğinde ne demek istedikleri daha açık seçik olacaktır. Yerinde yönetim, güçlendirilmiş yerel yönetim demek HDP’nin yıllardır KCK yapısı ile söz ettiği özerk yönetim olduğunu bu halkın anlayamayacağını sandılar galiba. Bunlar 15 Temmuzda içimizdeki TSK üniforması giyinmiş hainlerin yapamadıklarını Biden’nin muhalefeti her şekilde destekleyeceğiz sözünü hatırlayarak, siyasetin gücünden yaralanıp yapmaya çalışacakları ülkeyi bölüp parçalayıp, ABD ve AB’nin kucağına oturtmak istedikleri aşikâr. Diğer maddelerini saymıyorum bile. Zaten bu 1921 Anayasa’sını öne çıkartıp, KABOĞLU’nun Anayasa çalışmasını bir araya getirdiğinizde HDP’nin sözde dışarıda gözükerek aslında ne kadar içinde olduğunu, birlikteliklerinin nasıl girift olduğunu açıkça görmekteyiz. Böylelikle İP seçmenine bakın biz parlamenter sistem istiyoruz ve HDP’yi dışarıda bırakıyoruz muhatap bile almıyoruz yalanını uydurup göz boyarken, CHP de kendi seçmenine bakın işte bilinenin aksine biz HDP ile iş tutmuyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi için sadece destek istiyoruz ve onlara yönetimde yer vermiyoruz demeye getiriyorlar eğer yersen. Peki Cumhurbaşkanlığı sistemi bu kadar güçlü bir yönetim bu kadar hızlı devlet refleksi oluştururken neden yine hantal, beceriksiz, tıkalı, kaosa dayalı, güçlü hükümetlerin oluşturulamayacağı bir sisteme dönmek istiyorlar?
Çünkü ağababaları öyle istiyor güçlü bir Türkiye, muhalefetin kucağına oturduğu bu emperyalist devlet ve oluşumların asla işine gelmez. Yoksa kaset kumpasları ile hangi partiyi hangi devleti şantaja maruz bırakabilecekler. Bunu en iyi kaset kumpası ile gelen Kılıçtaroğlu biliyor. Ben 28 Şubat kararlarını harfiyen uygulayacağım diyen çakma milliyetçi, fetöcülerin Tansu Çiller’e tavsiye edip İç İşleri bakanlığına getirilenler biliyor. Bunun içinde uyduruk güçlendirilmiş parlamenter sistem, Eyaletlere bölünmüş parçalanmış özerk yönetimler böl, parçala, yut sisteminin bir parçası haline getirilerek Yine eski, köle, pençeleri ve dişleri sökülmüş Türkiye,tabii ismi de öyle kalırsa. Ey bu necip milletin, kahraman ve asil evlatları muhalefet partileri denilen satılmışların (ki içlerinde milletvekilliği yapmış ve yapmakta olanların bir kısmının nasıl devlet sırlarını sattıklarını (İP’in kurucusu olan sözde asker kökenli şahsiyetsizler gibi),Yapılan her var olma,beka meselelerini nasıl itibarsızlaştırmaya çalıştıklarını (Çeviköz’ün mavi vatan, Azerbeyacan’ın Karabağ savaşındaki demeçleri gibi) asla ve kat’a oyununa gelmeyin. Geçmişte bizdenmiş gibi görünenlerden 15 Temmuzu gördük, şimdi de bizdenmiş görünen sözde siyasetçiler marifetiyle Türkiye’yi yok etme yarışına girmişler. Atalarımızın yaptığı gibi bu vatanı canla, başla, kanla koruduğumuz, koruyacağımız gibi oylarımızla da koruma altına almamız gerektiğinin şuuruna varmamız gerekiyor. Taki KIZIL ELMA ülküsüne ulaşana kadar. Her daim aklımız, şuurunuz uyanık, ruhumuz dava bilinci ile ALLAH ile rabıtada, Efendimiz (S.A.V.) ile hemdem , vücudumuz ve kişiliğimiz tetikte olalım. Esenlik ve sağlıcakla kalın. ALLAH'a emanet olun.
Zeynep Çalışkan DİKABORZ |Bihavadis.com Haber sitesi köşe yazarı