İzmir Ticaret Odası’nın meclis toplantısına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Turgut Özal’dan sonra katılan 3. cumhurbaşkanı olmasının kendisi için ayrı bir mutluluk vesilesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için çalışan, yatırım yapan, üreten, istihdam sağlayan ve ihracat gerçekleştiren herkesin yanında olduklarını söyledi.
“BU COĞRAFYADA EN BÜYÜK DARBELERİ KENDİLERİNİ MEDENİ OLARAK TARİF EDENLER VURDU”
İzmir’in ticari hayatının serencamının da Türkiye’nin ticaret ve sanayi tarihinin çarpıcı bir özeti olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu’nun işgali ile Kurtuluş Savaşı ve sonrasında yaşanan mübadelenin, İzmir’in sosyal ve ekonomik görünümünü baştan sona değiştirdiğini, Yunan askerlerinin çekilirken İzmir’i yakmalarının, şehrin birikimine vurulmuş büyük bir darbe olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz bakmayın Türklerin adının çıktığına, bu coğrafyada insana, tarihe, kültüre en büyük darbeleri kendilerini medeni olarak tarif edenler vurmuştur. Bizim ecdadımız asla yıkmak, yok etmek değil, daima inşa etmek, yüceltmek, yükseltmek yanlısı olmuştur” şeklinde konuştu.
Cumhuriyetin ekonomi alanındaki en önemli girişimlerinden biri olan İktisat Kongresi’nin ilkinin İzmir’de toplanmasının rastgele bir karar olmadığını, şehrin sadece siyasi özgürlüğün değil, aynı zamanda ekonomik özgürlüğün de sembolü olarak görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehrin her alanda önemli ilerlemeler kaydettiğini; ancak beklenen o büyük atılımı gerçekleştiremediğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapılanlar önemlidir; ama İzmir’in potansiyelinin yanında yetersizdir. Bu bakımdan İzmir’i 2023 hedeflerimizin öncü şehirlerinden biri hâline getirmek için inşallah hep birlikte daha çok çalışacağımız bir döneme giriyoruz” diye konuştu.
“BELEDİYELERİN YAPMASI GEREKEN PEK ÇOK YATIRIMI BAKANLIKLARIMIZ GERÇEKLEŞTİRDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İzmir ve genel olarak Ege Bölgesi Demokrat Parti’ye ve rahmetli Menderes’e verdikleri büyük destekle demokrasiye olan bağlılığını da ispatlamış bir yerdir. Buna rağmen şehir arzu ettiği ilerlemeyi eğer kaydedemiyorsa, bir yerlerde tıkanıklık var demektir. AK Parti hükûmetleri döneminde diğer 80 vilayetimizle birlikte İzmir’in de eğitimden sağlığa, ulaşımdan tarıma, enerjiden sanayiye, ticarete kadar her alanda gelişmesi için gereken altyapıyı kurduk. Hatta açık konuşmak gerekirse, normal şartlarda belediyelerin yapması gereken pek çok yatırımı da bakanlıklarımız eliyle gerçekleştirerek İzmir’e ekstra destek bile çıkardık. Bakanlar Kurulumuzdaki en becerikli, en pratik, en üretken bakanımızı Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak milletvekili olarak İzmir’e gönderdik. İzmir kendisinin hizmetine talip olmayınca biz de Binali Beyi Başbakan olarak ülkenin hizmetine sunduk.”
Verdikleri tüm desteğe rağmen İzmir’in hâlâ patinaj yapmasının üzerinde düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir’in bir dünya kenti olması projesinin kendilerine ait olduğunu, dünyanın en büyük organizasyonlarından biri olan büyük EXPO’yu İzmir’e kazandırmak için çok çalıştıklarını aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmirli iş adamlarının da, “Acaba İzmir tüm kurumları, kuruluşları ve lobileriyle aynı gayreti, niyeti ve performansı ortaya koydu mu?” sorusunu sorarak, özeleştiri yapması gerektiğini sözlerine ekledi.
“GELİN İZMİR’İ ŞAHA KALDIRALIM”
“Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar doğmasını beklemek pek akıl karı değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmirlilere, “Gelin bir defa bu düzeni değiştirelim, farklılıkları çekişme değil, zenginlik unsuru hâline getirerek İzmir’i aritmetik değil, şöyle geometrik büyüme sürecine sokalım, gelin İzmir’i şaha kaldıralım” teklifinde bulunduklarını kaydetti. İzmir’in; hiç kimsenin, hiçbir siyasi anlayışın ideolojik saplantılarına kurban edilemeyecek kadar önemli ve büyük bir şehir olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek sorun, İzmir’in bu önemini İzmir’deki bazı kesimlerin hâlâ anlayamamış olmasıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan İzmirli iş adamlarına hitaben, “Türkiye’yi önümüzdeki dönemde 2 kat büyüteceksek, İzmir’i çok daha fazla büyütmemiz şarttır. Çünkü her şehirde böyle bir imkâna ve potansiyele sahip değiliz. Ben burada sizlerle bu kadar samimi, bu kadar içten, bu kadar hasbi konuşuyorum ama sizlerden de aynı karşılığı bekliyorum” şeklinde konuştu.
Her seçimin önemli ve kritik olduğunu; ancak 24 Haziran seçimlerinin diğerlerinden bambaşka bir farkı bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seçimle birlikte Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki en önemli değişimin hayata geçirilerek, yeni yönetim sistemine geçileceğini, yürütmenin milletin yetki verdiği cumhurbaşkanı tarafından oluşturulacağını hatırlattı.
“GAZİ’NİN BİZE EMANET ETTİĞİ CUMHURİYETİ DAHA İLERİYE TAŞIYACAĞIZ”
Yasamayla yürütmenin karşılıklı denge ve gözetim içinde çalıştığı; gerçek anlamda birbirinden ayrıldığı yeni bir döneme girildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii Türkiye bu noktaya durduk yere gelmemiştir. Yani biz bir sabah kalktığımızda hadi yönetim sistemin değiştirelim diyerek bu yola çıkmadık. Bu kararın gerisinde çok uzun, çok maliyetli, çok sancılı bir geçmiş var. Tek parti dönemini, açıkçası yönetim sistemimiz bakımından herhangi bir kategoriye yerleştirmiyorum. Atatürk dönemiyle İnönü döneminde tamamen farklı şekilde yönetildiğimiz tek parti devrinin muhasebesini tarihe ve milletimizin vicdanına bırakıyorum. Bu vesileyle, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’i bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Gazi’nin bize emanet ettiği Cumhuriyeti daha ileriye taşımak için geçtiğimiz 15 yılda nasıl büyük bir gayretle çalıştıysak, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz.”
Çok partili siyasi hayatının her atılım döneminin darbeler ve krizlerle önünün kesildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Adnan Menderes’in demokraside ve ekonomide Türkiye’yi bir üst lige çıkartmak için başlattığı reformlara 1960 darbesi ve ardından darağacıyla cevap verilmiş olmasını milletin asla unutmadığını ve unutmayacağını vurguladı.
Merhum Turgut Özal’ın demokraside ve ekonomide Türkiye’ye çağ atlatmak için ortaya koyduğu çabaların önünün kimler tarafından nasıl ve neden kesildiğinin, bugün daha iyi görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1990’lı yılların demokratik ve ekonomik sancılarla geçerek Türkiye’nin envanterine “kayıp yıllar” olarak girdiğini söyledi.
“16 NİSAN HALK OYLAMASI YENİ SİSTEMİN ADININ KONMASI OLARAK TARİHE GEÇMİŞTİR”
AK Parti’nin böyle bir siyasi, demokratik ve ekonomik mirasın üzerinde ülke yönetimini devraldığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, istikrar ve güven iklimini korumak için ne kadar titiz davrandıklarına en yakın iş dünyasının şahitlik ettiğini, 15 yıllık iktidarlarında vesayet oyunları ve darbe girişimlerine karşı verdikleri mücadeleyi iş dünyasının iyi bildiğini belirtti.
2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan krizin, Türkiye’nin artık mevcut sistemle daha faza yoluna devam edemeyeceğinin ilanı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan halk oylamasının da yeni sistemin adının konması olarak tarihe geçtiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2007 yılında başlayan bu süreç, ‘sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır’ emri mucibince 24 Haziran’da Türkiye’yi bambaşka bir yönetim sistemine geçirmemizle sonuçlandı. Böylece rahmetli Menderes ve Özal başta olmak üzere artık eski diyebileceğimiz sistemin arızalarının, krizlerinin, çarpıklıklarının mağduru ne kadar değerimiz varsa, hepsinin de ruhunu şad ettiğimize inanıyorum” sözlerine yer verdi.
“24 HAZİRAN’IN ARDINDAN İŞ DÜNYASIYLA BİRLİKTE SEFERBERLİK RUHUYLA ÇALIŞMAMIZ ŞART”
Yeni dönemin en büyük faydasının ekonomiye olacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye, evet, 15 yılda 3,5 kat büyümüştür. Ama biliyoruz ki bazı alanlarda da bir süredir arzu ettiği ivmeyi yakalayamamaktadır. Bu sürecin küresel ve bölgesel boyutları kadar, kendi sistemimizden kaynaklanan sebepleri de vardır. İstikrar ve güven ortamını özellikle korumanın tek başına yetmediği, girişimciler, yatırımcılar, iş adamları için çok daha fazlasını sağlamamız gereken bir aşamaya geçtiğimizin farkındayız. Artık kararları daha hızlı vermek, daha hızlı uygulamak ve hedeflerimize çok daha hızlı bir şekilde ilerlemek mecburiyetindeyiz. Tüm gayretlerimize rağmen, 2023 hedeflerimizin ekonomik büyüklüklerine ulaşma konusundaki zaman planlamasında bir parça da olsa geriye düştüğümüzü biliyoruz. Farkı kapatmak için 24 Haziran’ın ardından iş dünyasıyla birlikte seferberlik ruhuyla çalışmaya başlamamız şart. AK Parti hükûmetleri ve Cumhurbaşkanlığım dönemimde iş dünyamızın tüm projelerine nasıl destek verdiğimin şahidi bizzat sizlersiniz. İnşallah yeni dönemde yeni yönetim mimarimizde, yeni yönetim kadromuzla elimizdeki tüm imkânları kullanacağız, bu şekilde Türkiye’ye vites yükselttirecek, ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracak icraatları hep birlikte hayat geçireceğiz.”
İzmir Ticaret Odası’nın yeni yönetimiyle yeni dönemde çok daha yakın çalışacaklarını, İzmir’in hak ettiği yere gelmesinin önemli hedeflerinden biri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü birlikteliklerini bu sürecin ilanı olarak gördüğünü söyledi.
“BU COĞRAFYADA EN BÜYÜK DARBELERİ KENDİLERİNİ MEDENİ OLARAK TARİF EDENLER VURDU”
İzmir’in ticari hayatının serencamının da Türkiye’nin ticaret ve sanayi tarihinin çarpıcı bir özeti olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu’nun işgali ile Kurtuluş Savaşı ve sonrasında yaşanan mübadelenin, İzmir’in sosyal ve ekonomik görünümünü baştan sona değiştirdiğini, Yunan askerlerinin çekilirken İzmir’i yakmalarının, şehrin birikimine vurulmuş büyük bir darbe olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz bakmayın Türklerin adının çıktığına, bu coğrafyada insana, tarihe, kültüre en büyük darbeleri kendilerini medeni olarak tarif edenler vurmuştur. Bizim ecdadımız asla yıkmak, yok etmek değil, daima inşa etmek, yüceltmek, yükseltmek yanlısı olmuştur” şeklinde konuştu.
Cumhuriyetin ekonomi alanındaki en önemli girişimlerinden biri olan İktisat Kongresi’nin ilkinin İzmir’de toplanmasının rastgele bir karar olmadığını, şehrin sadece siyasi özgürlüğün değil, aynı zamanda ekonomik özgürlüğün de sembolü olarak görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehrin her alanda önemli ilerlemeler kaydettiğini; ancak beklenen o büyük atılımı gerçekleştiremediğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapılanlar önemlidir; ama İzmir’in potansiyelinin yanında yetersizdir. Bu bakımdan İzmir’i 2023 hedeflerimizin öncü şehirlerinden biri hâline getirmek için inşallah hep birlikte daha çok çalışacağımız bir döneme giriyoruz” diye konuştu.
“BELEDİYELERİN YAPMASI GEREKEN PEK ÇOK YATIRIMI BAKANLIKLARIMIZ GERÇEKLEŞTİRDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İzmir ve genel olarak Ege Bölgesi Demokrat Parti’ye ve rahmetli Menderes’e verdikleri büyük destekle demokrasiye olan bağlılığını da ispatlamış bir yerdir. Buna rağmen şehir arzu ettiği ilerlemeyi eğer kaydedemiyorsa, bir yerlerde tıkanıklık var demektir. AK Parti hükûmetleri döneminde diğer 80 vilayetimizle birlikte İzmir’in de eğitimden sağlığa, ulaşımdan tarıma, enerjiden sanayiye, ticarete kadar her alanda gelişmesi için gereken altyapıyı kurduk. Hatta açık konuşmak gerekirse, normal şartlarda belediyelerin yapması gereken pek çok yatırımı da bakanlıklarımız eliyle gerçekleştirerek İzmir’e ekstra destek bile çıkardık. Bakanlar Kurulumuzdaki en becerikli, en pratik, en üretken bakanımızı Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak milletvekili olarak İzmir’e gönderdik. İzmir kendisinin hizmetine talip olmayınca biz de Binali Beyi Başbakan olarak ülkenin hizmetine sunduk.”
Verdikleri tüm desteğe rağmen İzmir’in hâlâ patinaj yapmasının üzerinde düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir’in bir dünya kenti olması projesinin kendilerine ait olduğunu, dünyanın en büyük organizasyonlarından biri olan büyük EXPO’yu İzmir’e kazandırmak için çok çalıştıklarını aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmirli iş adamlarının da, “Acaba İzmir tüm kurumları, kuruluşları ve lobileriyle aynı gayreti, niyeti ve performansı ortaya koydu mu?” sorusunu sorarak, özeleştiri yapması gerektiğini sözlerine ekledi.
“GELİN İZMİR’İ ŞAHA KALDIRALIM”
“Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar doğmasını beklemek pek akıl karı değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmirlilere, “Gelin bir defa bu düzeni değiştirelim, farklılıkları çekişme değil, zenginlik unsuru hâline getirerek İzmir’i aritmetik değil, şöyle geometrik büyüme sürecine sokalım, gelin İzmir’i şaha kaldıralım” teklifinde bulunduklarını kaydetti. İzmir’in; hiç kimsenin, hiçbir siyasi anlayışın ideolojik saplantılarına kurban edilemeyecek kadar önemli ve büyük bir şehir olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek sorun, İzmir’in bu önemini İzmir’deki bazı kesimlerin hâlâ anlayamamış olmasıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan İzmirli iş adamlarına hitaben, “Türkiye’yi önümüzdeki dönemde 2 kat büyüteceksek, İzmir’i çok daha fazla büyütmemiz şarttır. Çünkü her şehirde böyle bir imkâna ve potansiyele sahip değiliz. Ben burada sizlerle bu kadar samimi, bu kadar içten, bu kadar hasbi konuşuyorum ama sizlerden de aynı karşılığı bekliyorum” şeklinde konuştu.
Her seçimin önemli ve kritik olduğunu; ancak 24 Haziran seçimlerinin diğerlerinden bambaşka bir farkı bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seçimle birlikte Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki en önemli değişimin hayata geçirilerek, yeni yönetim sistemine geçileceğini, yürütmenin milletin yetki verdiği cumhurbaşkanı tarafından oluşturulacağını hatırlattı.
“GAZİ’NİN BİZE EMANET ETTİĞİ CUMHURİYETİ DAHA İLERİYE TAŞIYACAĞIZ”
Yasamayla yürütmenin karşılıklı denge ve gözetim içinde çalıştığı; gerçek anlamda birbirinden ayrıldığı yeni bir döneme girildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii Türkiye bu noktaya durduk yere gelmemiştir. Yani biz bir sabah kalktığımızda hadi yönetim sistemin değiştirelim diyerek bu yola çıkmadık. Bu kararın gerisinde çok uzun, çok maliyetli, çok sancılı bir geçmiş var. Tek parti dönemini, açıkçası yönetim sistemimiz bakımından herhangi bir kategoriye yerleştirmiyorum. Atatürk dönemiyle İnönü döneminde tamamen farklı şekilde yönetildiğimiz tek parti devrinin muhasebesini tarihe ve milletimizin vicdanına bırakıyorum. Bu vesileyle, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’i bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Gazi’nin bize emanet ettiği Cumhuriyeti daha ileriye taşımak için geçtiğimiz 15 yılda nasıl büyük bir gayretle çalıştıysak, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz.”
Çok partili siyasi hayatının her atılım döneminin darbeler ve krizlerle önünün kesildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Adnan Menderes’in demokraside ve ekonomide Türkiye’yi bir üst lige çıkartmak için başlattığı reformlara 1960 darbesi ve ardından darağacıyla cevap verilmiş olmasını milletin asla unutmadığını ve unutmayacağını vurguladı.
Merhum Turgut Özal’ın demokraside ve ekonomide Türkiye’ye çağ atlatmak için ortaya koyduğu çabaların önünün kimler tarafından nasıl ve neden kesildiğinin, bugün daha iyi görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1990’lı yılların demokratik ve ekonomik sancılarla geçerek Türkiye’nin envanterine “kayıp yıllar” olarak girdiğini söyledi.
“16 NİSAN HALK OYLAMASI YENİ SİSTEMİN ADININ KONMASI OLARAK TARİHE GEÇMİŞTİR”
AK Parti’nin böyle bir siyasi, demokratik ve ekonomik mirasın üzerinde ülke yönetimini devraldığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, istikrar ve güven iklimini korumak için ne kadar titiz davrandıklarına en yakın iş dünyasının şahitlik ettiğini, 15 yıllık iktidarlarında vesayet oyunları ve darbe girişimlerine karşı verdikleri mücadeleyi iş dünyasının iyi bildiğini belirtti.
2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan krizin, Türkiye’nin artık mevcut sistemle daha faza yoluna devam edemeyeceğinin ilanı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan halk oylamasının da yeni sistemin adının konması olarak tarihe geçtiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2007 yılında başlayan bu süreç, ‘sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır’ emri mucibince 24 Haziran’da Türkiye’yi bambaşka bir yönetim sistemine geçirmemizle sonuçlandı. Böylece rahmetli Menderes ve Özal başta olmak üzere artık eski diyebileceğimiz sistemin arızalarının, krizlerinin, çarpıklıklarının mağduru ne kadar değerimiz varsa, hepsinin de ruhunu şad ettiğimize inanıyorum” sözlerine yer verdi.
“24 HAZİRAN’IN ARDINDAN İŞ DÜNYASIYLA BİRLİKTE SEFERBERLİK RUHUYLA ÇALIŞMAMIZ ŞART”
Yeni dönemin en büyük faydasının ekonomiye olacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye, evet, 15 yılda 3,5 kat büyümüştür. Ama biliyoruz ki bazı alanlarda da bir süredir arzu ettiği ivmeyi yakalayamamaktadır. Bu sürecin küresel ve bölgesel boyutları kadar, kendi sistemimizden kaynaklanan sebepleri de vardır. İstikrar ve güven ortamını özellikle korumanın tek başına yetmediği, girişimciler, yatırımcılar, iş adamları için çok daha fazlasını sağlamamız gereken bir aşamaya geçtiğimizin farkındayız. Artık kararları daha hızlı vermek, daha hızlı uygulamak ve hedeflerimize çok daha hızlı bir şekilde ilerlemek mecburiyetindeyiz. Tüm gayretlerimize rağmen, 2023 hedeflerimizin ekonomik büyüklüklerine ulaşma konusundaki zaman planlamasında bir parça da olsa geriye düştüğümüzü biliyoruz. Farkı kapatmak için 24 Haziran’ın ardından iş dünyasıyla birlikte seferberlik ruhuyla çalışmaya başlamamız şart. AK Parti hükûmetleri ve Cumhurbaşkanlığım dönemimde iş dünyamızın tüm projelerine nasıl destek verdiğimin şahidi bizzat sizlersiniz. İnşallah yeni dönemde yeni yönetim mimarimizde, yeni yönetim kadromuzla elimizdeki tüm imkânları kullanacağız, bu şekilde Türkiye’ye vites yükselttirecek, ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracak icraatları hep birlikte hayat geçireceğiz.”
İzmir Ticaret Odası’nın yeni yönetimiyle yeni dönemde çok daha yakın çalışacaklarını, İzmir’in hak ettiği yere gelmesinin önemli hedeflerinden biri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü birlikteliklerini bu sürecin ilanı olarak gördüğünü söyledi.