Yılın ilk çeyreğinde yüzde 5 büyüme ile OECD ve G20’nin en hızlısı olan Türkiye ekonomisine güven tavan yaptı. Hükümetin sağladığı teşvikler ve aldığı tedbirlerle canlanan ekonomiyle birlikte bir taraftan borsa rekor üstüne rekor kırarken, TL varlıklarına yabancı ilgisi artarken diğer taraftan artan ihracat, sanayi üretimi ekonomiye güveni 5 yılın zirvesine taşıdı. Ekonomik güven endeksi ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 2.5 artarak Temmuz 2012’den bu yana en yüksek olan 106 değerini aldı. TÜİK, bu endeksin ekonomik büyümeye ilişkin olarak diğer ekonomik göstergelere kıyasla daha erken bilgi sağladığından öncü bir gösterge olduğunu belirtiyor.
İNŞAAT VE REEL SEKTÖRDE ARTIŞ
Ekonomistler de endeksin zirve yapması nedeniyle ikinci çeyrek ve sonraki dönemlerde yüzde 5 büyüme tahminlerinin güçleneceğini kaydetti. Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması ortalama üzeri güveni, 100’den küçük olması ise ortalama altı güveni gösteriyor.
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası yurt içi ve yurt dışında yürütülen algılarla bu yılın başında 85.9’a kadar gerileyen ekonomik güven endeksi, ekonomiye yönelik hükümetin aldığı kararlarla yükselişe geçerek, mayısta Kasım 2015’ten bu yana ilk kez 100 değerini geçmişti. Temmuzda da Kasım 2013’ten beri en yüksek olan 103.4 değerini alan endeks, en son ağustos verileriyle son 5 yılın en yüksek değerine ulaştı. Ağustos ayında ekonomik güven endeksindeki artış, inşaat sektörü, reel kesim (imalat sanayi), hizmet sektörü ve perakende ticaret sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı. Ağustosta reel kesim güven endeksi 110,2, hizmet sektörü güven endeksi 105.4, perakende ticaret sektörü güven endeksi 108.5 değerlerine yükseldi. Temmuzdaki 85.5 değerinden ağustosta 88.3 değerine yükselen inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3.3’lük yükselişle en fazla artış kaydeden endeks olurken, azalış gözlenen tek endeks 71.1’e inen tüketici güven endeksi oldu.
GİRİŞİMCİLERİMİZ ÇOK DEĞERLİ
Ekonomik güven endeksindeki artışla lgili değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Dr. Bülent Gedikli “Detaylara baktığımızda sevindirici olan artışın inşaat sektörü, imalat sanayi, hizmet sektörü ve perakende ticaret sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklanmış olması. Hedefimiz üreterek büyümek, ürettiğini ihraç ederek büyüyen üretim odaklı bir ekonomi. Bu nokta yerli enerji kaynaklarımızın ve yetişmiş insan kaynağımızın önemi daha da artıyor. Teknolojik eğitim konusunda geride kalmamalıyız. Sanayi 4.0’ı kaçırmamamızın yolu insan kaynağı yetiştirebilmemizden geçiyor. Bu anlamda yenilikçi, üretim için elini taşın altına koyan tüm girişimcilerimiz çok değerli. Büyümemiz, kalkınmamız ve paylaşım odaklı ekonomiyi hayata geçirmemiz gerekiyor” dedi.
Reel sektörün güveni sürüyor
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan: “MÜSİAD olarak her ayın son iş günü açıkladığımız Satınalma Müdürleri Endeksi›nin Ağustos ayı verilerine göre de, hem hizmet hem de sanayi sektörüne ilişkin girdi alımlarının 50 referans değerinin çok üzerinde seyrettiğini gözlemliyoruz. Bu da reel sektörün Türkiye ekonomisine olan güveninin sürdüğüne işaret ediyor. Ekonomik Güven Endeksi›nin Temmuz 2012’den bu yana en yüksek değerine ulaşması da Türkiye ekonomisine olan güvenin sürdüğüne yönelik tamamlayıcı bir veri.”
Büyümede beklentileri aşarız
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar: “Dünya ekonomisinin fark edilir bir yükseliş dalgası yaşadı. Bu, Türkiye ekonomisine de yansıyacak. İkinci çeyrekte büyümede beklentileri aşacağımıza eminim. Yurt içi verilere bakıldığında bir boğa piyasasına girildiği anlaşılıyor. Bu da ekonomi için fark edilir bir yükseliş dalgası anlamına geliyor. Dünya deniz ticaretinin seyri, emtia fiyatlarına ve gelişmekte olan ülkelerdeki yükselen büyüme dikkat çekici. Biliyorsunuz aynı ivme Türkiye için de geçerli.”
Tüm sektörlere moral veriyor
DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz: “Türkiye, her anlamda gelişen ve büyüyen bir ülke. Ülkemizin her bölgesi farklı güzelliklere sahip… Tarih, kültür, sanat, doğal güzellikler anlamında hiçbir ülkeden geri kalır bir yanımız yok. Sadece gayrimenkulde değil tüm sektörlerde çok daha iyisini rahatlıkla başaracağımızı düşünüyorum. Ülkemizde istikrarın devam etmesi ve hükümetimizin yabancılara yönelik iyileştirmeleri yaşanan olumlu hava sektöre moral veriyor.”