Fatih Yahya Ayaz'ın Memlükler çalışması, tarihteki en büyük Müslüman-Türk devletlerinden biri olan Memlükler'in, İslam dünyasının batısını Moğol istilasından koruması ve Suriye bölgesindeki Haçlı devletlerini ortadan kaldırmasını konu alıyor.
Memlükler Devleti'nin kurduğu teşkilatların Osmanlılar'ı doğrudan etkilemesi bu çalışmanın ana konularından biri. Ülkemizde hakettiği ilgiyi pek de gördüğü söylenemeyen Memlük Devleti'ni bu çalışma ile çok daha yakından öğrenme fırsatına sahip oluyoruz.
Memlükler'in kölelikten gelme askerler olarak kendilerine özgü bir devlet kurmalarının arka planında uzunca bir tarihi süreç bulunmaktadır. 1257-1517 yılları arası hüküm süren Memlükler'in 648'li yıllarda ilk kuruluşlarından başlayarak yıllar içinde hüküm süren padişahlarını ve dönemlerini detaylarıyla kalem alan yazar, bu uzun dönemi Türk ve Çerkes Memlükleri olarak iki bölümde inceliyor.
Moğollar'a tarihlerindeki ilk savaş yenilgisini yaşattılar
Memlükler'in kuruluş dönemi olarak bilinen Türk (Bahri) döneminde yaşanan ünlü Aynicâlût savaşı, Memlük Devleti'nin siyasi arenada varlığını gösterdiği en önemli savaş olarak biliniyor. Moğollar'ın Bağdat'ı istila edip Abbasi Devleti'ni ortadan kaldırmaları ve ardından Suriye'ye yönelmeleri üzerine yönetime darbeyle geçen Kutuz'un, Moğol hükümdarı Hülagu'nun teslim ol çağrısını reddetmesi fitili ateşlemişti. Filistin'deki Nablus ve Beysan şehirleri arasında bulunan Aynicâlût'ta karşı karşıya gelen iki ordu tarihin seyrini değiştirecekti.
Bu döneme bizzat şahit olan tarihçi Baybars el-Mansûrî'nin Moğol istilası ve Aynicâlût savaşı ile ilgili sözleri bugünkü okuyucuların o günleri anlaması için oldukça önemli. Tarihçi Suriye bölgesindeki meliklerin Moğollar karşısında diz çöktüklerini, Türk Memlükleri'nin ise milli ve dini duygularının etkisiyle Moğollar'a karşı durduklarını, Allah'ın İslam ve Müslümanları muhafaza için Türkleri görevlendirdiğini ve onların da bu ilk büyük imtihandan yüz akıyla çıktıklarını ifade etmektedir.
Kendilerine has saltanat ve tek nesilli askeri aristokrasi anlayışıyla dikkati çeken Memlükler, İslam tarihindeki en büyük Türk devletlerinden birini kurmuştur. Kuruluşundan kısa bir süre sonra gerçekleşen Aynicâlût Savaşı'nda Moğollar'a tarihlerindeki ilk savaş yenilgisi yaşatılmış ve ilerleyişleri durdurulmuştur.
Memlükler’in gerilemesi, Osmanlılar’ın yükselişi
Diğer taraftan Memlükler yarım asırdan daha kısa bir sürede Suriye'deki Haçlı devletçiklerini de ortadan kaldırmayı başarmıştır. Haçlılara karşı Akdeniz kıyılarında ve Kıbrıs'ta başarı ile biten mücadelelerde bulunmuşlardır.
Mısır, Şam ve Hicaz gibi siyasi, dini, iktisadi açılardan fevkalâde öneme sahip bölgelere yaklaşık iki buçuk asır hâkim olan Memlükler, bu bölgelere komşu olan ülkelerle de ilişkilerini ilk döneminde geliştirmiştir. Çerkes Memlükler'i döneminin sonlarına doğru Memlükler, sert vergi politikaları ve askeri yeteneklerini geliştirmemeleri sonucu ekonomik ve askeri üstünlüklerini kaybetmeye başladılar. Eserde, Memlük Devleti'nin yıkılmasında, Çerkes Memlükleri dönemi askeri aristokrasisinin kendi aralarındaki çekişmelerinin önemli rol oynadığı tarihi belgelerle işleniyor.
Memlük Devleti'nin gerileme döneminin Osmanlılar'ın yükseliş dönemine denk gelmesi ise Memlükler için gerçekten büyük bir şanssızlık olmuştur.
Yaşanan göç ilim hayatını da canlandırdı
İslam dünyasının 7'nci yüzyılda maruz kaldığı büyük felaketler bu dönemde kurulan güçlü Memlük Devleti'ni ve onların hâkim olduğu coğrafyayı Müslümanlar için güvenilir bir liman haline getirmişti. Doğuda ve kuzeyde Moğol istilasından kaçan, Endülüs'te ise Haçlı baskısı ve işkencelerinden kurtulmaya çalışan Müslümanlar, büyük sıkıntılar içinde Memlük ülkesine sığınmıştı. Bu göç kalifiye beyin göçünü de beraberinde getirmişti.
Yaşanan yeni göç sonrası Memlük Devleti'ndeki ilmi hayatta canlılık meydana gelmişti. Özellikle dini ilimlerde İslam tarihinin belki de en zengin bilimsel eserlerinin ortaya çıkmasına vesile olmuştu.
15'nci asırda sadece Kahire ve Dımaşk şehirlerinde iki yüz elliye yakın medresenin varlığı, Memlükler'deki ilmî ve kültürel hayatın canlılığını ortaya koymak için yeterli. İslam dünyasının en büyük hekimlerinden İbnü'n Nefîs Dımaşk'ın tıp medreselerinde yetişmiştir. Osmanlılar'ın ilk döneminin önde gelen âlimlerinden Dâvûd-i Kayserî ve Molla Şemseddin Fenârî gibi ilim adamları da Kahire medreselerinde dirsek çürütenlerden.
Tarih ve tabakat sahasında İslam tarihinin en verimli devresi
Memlük topraklarında medreselerin büyük kısmı Sünni dört mezhepten birine tahsis edilirken bir kısım medreseler de diğer mezheplerin hepsine birden hizmet ediyordu. Bununla birlikte tek mezhebe ait eğitim veren medreselerde aynı zamanda diğer mezheplerin de görüşleri okutuluyordu.
Medreselerde eğitim öğretimi yürütecek kadrolar bizzat dönemin sultanları tarafından tayin ediliyordu. Türk dilinin en eski gramer kitaplarından olan ve günümüze de ulaşan Kitâbû'l-İdrâk li-lisâni'l-Etrâk da Kahire’de yazılmıştı. Esirü'd-din Ebu Hayyan’ın yazdığı eser Araplara Türkçe öğretmek için kaleme alınan bir dilbilgisi kitabı ve sözlüktü.
Tarih ve tabakat sahasında yetişen âlimler ve eserler açısından Memlükler dönemi İslam tarihinin en verimli devresidir. Mahallî tarihçilik sahasında Mısır tarihçiliği ekolünün kurucusu Makrîzî de dönemin ünlü tarihçilerindendir.
Sosyoloji ilminin kurucusu sayılan büyük tarihçi İbn Haldûn, tarih usulüne dair kıymetli eserleriyle tanınan Kâfiyeci, Sehâvî ve Süyûtî bu sahalarda otorite olarak kabul edilen ve önde gelen Memlük tarihçileridir.
Fatih Yahya Ayaz'ın Memlükler adlı kitabı, bu ve benzeri pek çok bilgiyi muhtevi bir temel kültür kitabı olarak kütüphanelerimizde yer alması önerilen bir kitap…
Fatih Yahya Ayaz, Memlükler, İSAM Yayınları
Şerife Yılmaz