AKDENİZ NİÇİN BU KADAR HAREKETLENDİ - BİHAVADİS ANALİZ / DİKABORZ

TAKİP ET

Akdeniz daha önce de hareketliydi ancak; bölgeyi sıcak çatışma ortamına sürükleyen en büyük olay hidrokarbon bulunması,gaz ve petrol rezervleri. Bu yer altı zenginlikleri paylaşma, pastadan pay kapma yarışları olayların fitilini ateşledi. Mesela daha önceleri çokta önem arz etmeyen Meis adası ,şimdinin gündemi. Halbuki Meis Antalya’ya 2km uzaklıkta,1923 teki mübadele ile adadaki Türkler, Kaş’a, Kaş’taki Rumlar Meis’e gönderilerek mübadele yapıldı.

Yunanistan’a 500 km uzaklıktaki Meis sakinleri hala tüm işlerini Kaş ile yapmaktadır.Dikkat edilirse Türkiye Akdeniz’deki  meseleye kıt’a sahanlığı olarak bakmakta ve MEB’ni de ona göre çizmektedir. Akdeniz’e en uzun kıyısı olan ülke de tek Türkiye’dir. Yunanistan ise meseleyi kendini bir ada devleti olarak göstermek istemekte (Japonya,Endonezya,Yeni Zelanda gb.)ve buradan bir MEB ortaya koymak istemektedir. Bunu körükleyen de Almanya.

Fransa ise Sömürgecilik huyu devam ettiğinden AB ülkesi olan Yunanistan’a sözüm ona AB devletine destek veriyormuş gibi görünerek yıllardır ekonomik kambur olarak gördüğü Yunanistan’a verdiği paraları buraları Yunanistan’dan sömürerek tekrar geri almak istemektedir.

Ama işin baş aktörü Almanya neden?

Çünkü; Almanya eğer MEB planını kıta sahanlığı hükmüne geçirebilirse Türkiye’ye kabul ettirebilirse bir katakulli ile bu defa, hava sahası devreye girecek ve hava sahası Avrupa hava sahası olacak Türkiye bir uçak kaldıramadığı gibi Frankfurt, Berlin hava limanları tam işlevli uluslar arası hava limanları olacak İstanbul hava limanı devreden çıkacak yıllık yaklaşık 3 milyar dolar direkt, 3 milyar dolar endirekt geliri ülkesine kazandırmış olacağı gibi enerji köprüsü haline gelecek AB’nin her açıdan en büyük devleti haline gelecek.

Bu işin akıl babaları, İngiltere ile İsrail.

İsrail bulduğu petrol ve gazı taşımak için Akdeniz’i kullanmak zorunda ve yolu her şekilde Türkiye ile kesişiyor. Türkiye ile makul bir anlaşma yapamayacağına göre hakimiyet kurup istediği şartları dayatacağı ülkelerin olması gerekiyor devrede, Çin’i en iyi kullan ülke olan İngiltere ise tüm zenginlikleri taşıyacağı Hong Kong’tan, Süveş kanalını kullanmak zorunda ve sonra Akdeniz’e açılmak zorunda.

Bu pastadan payını almak isteyen Rusya önce Suriye’ye yerleşti, şimdi de Libya’da bulunma çabası arttırarak, Akdeniz’de durumunu perçinlemek istiyor. Katar haricinde batıya peşkeş çekilmiş, satılmış Arap ülkeleri yöneticileri ise, sadece kendi ve ailelerinin ikbalini düşünerek, tamamıyla batının kucağına oturmuş, arını, namusunu, ülkesini, geleceğini, ideallerini, kimlik ve kişiliklerini batının insafına bırakmıştır.

Batının emperyalist canavarlarına karşı Türkiye, ALLAH’a dayanarak tek başına mücadele etmektedir. Yapabildiğim en kısa Akdeniz özeti bu ancak yazılacak çok şey var. Yapılacak ve söylenecek çok şey var sırası geldiğinde başlıkları teker, teker açacağız.

Ancak şunu gayet iyi bilmeliyiz, ALLAH’a olan İmanımız, itimadımızı ve sevgimizi diri tutarsak, üzülüp gevşemez isek, yılgınlığa, bitkinliğe prim vermez isek, Peygamberimiz efendimizi doğru kulaklar ile dinler isek, vatanın bekasının, bayrağın manasının ne olduğunu anlar isek, iç ve dış düşmanları tahlil edip gerekli tedbir, mücadele ve yok etme ferasetini kavrayıp aklımızı kullanabilir isek, gayreti, çabayı bir kenara itip yeise düşmeyip deliler gibi çalışıp çabalayıp bu milletin bir ferdi olarak ben yoksam kimse yok anlayışı ile ilim, teknoloji, kişilik, kimliğimize sahip çıkar isek, gerçek zafer bizimdir.

Ne diyor yüce ALLAH:’’ (Ey mü’minler, kâfirlere ve zalim düzenlere karşı) Sakın gevşeklik göstermeyin, üzüntüye girmeyin (ümitsizliğe düşmeyin) . Eğer inanıyorsanız (sonunda) galip ve üstün gelecek olan sizsiniz.’’O nedenle sefer bizden ZAFER ALLAH’TAN. Fİ EMANİLLAH

dikaborz akdeniz türkiye