İstihbarat Savaşı & Akdeniz Kuşatması | Mustafa Güldağı

TAKİP ET

İstihbarat Savaşı & Akdeniz Kuşatması (Okumayan Kaybeder) Çaylarınızı tazeleyin. Sakin bir yere geçin. Derin bir nefes alın ve dalın.


Tunus'ta Fransız, İtalyan, Körfez, Mısır, Amerikan ve Türkiye istihbaratı birbirine girdi!
Kazanan şimdilik MİT oldu!

Tunus 3 aydır şiddetli bir istihbarat savaşına sahne oldu.
Virüs başlayalıdan beri bir şeyi hiç sorgulamadınız:
MİT ne yapıyordu?
Ve MİT ve binası yeniden neden yapılandırıldı?
Devletin dünya operasyonu başlattığının farkında bile değilsiniz.
Bunlar burada dursun.
Şimdi dikkat.
CIA güdümündeki Körfez ülkeleri, Fransa, İtalya, CIA Türkiye'nin Libya'dan sonra Tunus'la bağ ve üs kurmasını istemiyordu.
Türkiye büyük bir istihbarat ve SİHA savaşı ile Libya sahillerinde hâkimiyet sağlayınca Tunus ile bağ oluşturdu.
Bu emperyal devletleri ve satılık Körfez köpeklerini korkutmaktaydı.
Tunus'ta darbe yapıp kendilerini destekleyen birini başa geçirmek için önceden hazırlıklar yapmışlardı.
Her şey tamamdı.
Lakin Ankara'da Külliye'de Erdoğan'ın kurduğu özel masada yapılan çalışmadan haberleri bile yoktu.
Durun bir dakika!
Siz devletin sadece virüsle mi uğraştığını sanıyorsunuz?
Güldürmeyin beni.
Vallahi yanılıyorsunuz.
Defalarca yazdım.
Tüm gündemini ve enerjisini virüse ayırmak amatör, köksüz devletlerin işidir.
Külliye'de kurulan Akdeniz masasında devletin en özel isimleri var.
Büyük bir çalışma yürütülüyor.
Hakan Fidan özel ekipler ile Akdeniz'e indi demiştim.
Akdeniz'in her yerinde kurulan üsler aktif hale getirilmişti.
Devlet sadece virüsle uğraşıyor sanılıyor.
SİHA ve İHA'lar Akdeniz'deki tüm dengeleri ve anlaşmaları değiştirdi ve değiştirecek!
SİHA'lardan dolayı psikolojik bunalıma giren Hafter güçleri çöldeki vahalara sığınmaya başladı.
Gece rüyalarında her an bir SİHA'nın saldırı yaptığını görerek korkuyla uyanıyorlar.
Dikkat buyurun.
Erdoğan ve devletin özel ekibi Tunus'ta şer güçlerin yapacağı darbeyi an be an takip etmişti.
Darbe vakti yaklaştığında Erdoğan özel bir kurye ile Tunus Başkanı'na durumu haber eder.
Tunus Başkanı hızla önlemler alıp darbe yapacak olan askerleri, generalleri ve kimi sivilleri tutuklatır.
Darbe engellenir.
Dünyanın son dabe bükücüsü olan Erdoğan Türkiye'yi de tehdit edecek olan bir darbeyi daha büküp atmıştı!
Ve sıra teşekküre ve şükranlarını sunmaya gelmişti.
Külliye'yi arayan telefonun ucunda Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said vardı.
Erdoğan'a bildirildi.
Tunus Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bekliyordu.
Telefon Erdoğan'a verilince selamlaşmadan sonra Tunus Cumhurbaşkanı "Sayın Erdoğan, yaptığınız yardımdan dolayı kendim ve halkım adına size ve Türk halkına şükranlarımı sunarım. Allah'ın yardımı sizinle ve Türk halkının yanında olsun"
Külliye'nin otoritesi tanınmıştı.
Körfezin satılık köpekleri Batı istihbaratı kaçacak delik aramıştı.
MİT bir anda tüm bölgenin gündemine girdi.
Herkes bu olayı konuşuyordu.
Bu dünya çapında bir olaydı.
Fransa, Mısır, BAE, İtalya, Arabistan şok oldu.
Türkiye Akdeniz'de hâkimiyetini artırıyor.
Türkiye'nin içine dikkat edin.
Birileri demokrasi, özgürlük adına içeriyi karıştıracak.
Bunu yapacak olan ekipler dini, sağcı, solcu çeşitli yüzlerle eşgüdümlü olarak çalışıyor.
Bunu yavaş yavaş örüyorlar.
Dikkat buyurun.
Libya'da Arabistan, Mısır, BAE ve Kuveyt Hafter güçlerine her türlü desteği verip Türkiye'nin karşısına dikildiler.
Hatta Türkiye'yi kendi içinde zor duruma düşürmek için turist ambargosu koydular.
Türkiye'ye Körfez'den bir tek turist bile gitmeyecekti artık.
Giden cezalandırılacaktı.
İstanbul'a bir anda Körfez'den zengin turistlerin gelmesi durdu.
Kapalı Çarşı esnafı, turizimciler ve turcular ciddi zarar etti.
Ekonomiye ciddi olumsuz etkisi oldu.
Bunun amacı halkın tepkisini Külliye'ye yöneltmekti.
Bir anda Arabistan Türkiye'de Kaşıkçı olayını patlatıyordu.
Türkiye'yi cinayetlerin olduğu güvenilmez bir ülke gibi göstermek istedi.
Arabistan kralı dünyadaki medyaya para basıp bu propagandayı büyüttü.
CIA kuklası Arabistan, BAE, Mısır ve Kuveyt liderleri Erdoğan seçimleri kaybetsin diye Türkiye'deki bazı siyasetçi ve partilere finans ve propaganda yardımında bulundu.
Bunların ismini vermeyeceğim.
Bu kukla diktatörler Akdeniz ve Körfez'e hâkim olan bir Türkiye istemiyorlar.
PKK ve FETÖ'yü fonlayıp koruma altına alıyorlar.
Hatta bir Mısır kanalı muhabiri Fetullah Gülen ile röportaj yaptı.
Fetullah Gülen Sisi için dua etti. Sisi'yi Allah'tan korkan muhlis, halkı için çalışan biri olarak tanımladı.
Sisi de FETÖ'nün Türkiye aleyhindeki faaliyetlere yardım ediyor.
BAE, Arabistan, Kuveyt ve Mısır liderleri Batı ve Ortadoğu'daki birçok gazete ve medya organına Erdoğan ve Selçuk Bayraktar'ı karalaması için ciddi para bastılar.
Dünya genelinde bir anda Erdoğan aleyhindeki kirli algının büyüme sebeplerinden biri buydu.
Zaten Berat Albayrak'a Batı ve IMF ciddi bir ambargo ve baskı uyguluyor.
Bunun detayını Devlet Bahçeli biliyor ve Berat Albayrak'ı sonuna kadar muhafaza ediyor.
Berat Albayrak'a Avrupa, Körfez, IMF ve ABD'den çekilen operasyonun tüm detayı Devlet Bey'in masasında.
Analize tabi tutuluyor.
Bilen bilir...
Berat Albayrak'a Avrupa ve ABD'den çekilen operasyonun en büyük sebeplerinden biri enerji bakanı iken attığı büyük adımlar.
Akdeniz'e doğalagaz ve petrol arama gemilerinin indirilmesini sağlayan isim Berat Albayrak'tır.
Albayrak'ın "Yenilenebilir Enerji Kaynakları" üzerine doktorası vardır.
Şuan ise IMF ekiplerinin ciddi baskısı var kendine.
Baskının kaynağı İsviçre merkezli. Faizlerin düşürülmesine ciddi tepki var.
IMF prensi Faik Öztırak Albayrak'a olan baskıyı IMF adına artırdı.
Bu konuyu Devlet Bahçeli Albayrak ile istişare ediyor.
Bu arada Ali Babacan "Devlet Bahçeli'nin bu ülkeye ne faydası var" demiş.
Bunu demesi tesadüf değil.
Kim ve ne adına diyor bunu. Bilen bilir..
Şimdi dikkat buyurun...
Avrupa, ABD'deki derin lobiler ve satılık Körfez kralcıkları Türkiye'de büyük bir otorite boşluğu oluşturmak istiyorlar.
Türkiye'de otorite boşluğu oluşunca Türkiye Akdeniz'den, Körfez'den, Afrika'dan elini çekecek.
Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arayamayacak.
Tehlike ve savaş kıyılarımıza kadar gelecek.
Bu sebeple Türkiye'de otorite boşluğu oluşturacak örtülü bir ekonomik ve psikolojik ambargo uyguladılar ve uyguluyorlar.
Virüsten sonra Akdeniz karışacak.
Otorite boşluğu oluşan devlet kaybeder.
Külliye'de kurulan Akdeniz masasındaki plan ve projeler emperyal devletler ve Körfez kuklalarının uykusunu kaçıracak.
SİHA ve İHA'ların Afrika'ya girdiğini de göreceksiniz.
Külliye'de tüm Türk ve Müslüman ülkeler için birer masa kuruldu.
Zamanı gelmeden harekete geçmek aptallıktır.
Külliye Akdeniz, Afrika, Asya hatta Avrupa'ya kadar otoritesini koyacak.
Biat eden edecek.
Etmeyen etmek zorunda kalacak.
Bugün olmazsa yarın olacak.
Son sözü Erdoğan'a bırakıyorum. Ocak 2020'de şöyle dedi:
"Milli İstihbarat Teşkilatımızın yurt dışı operasyon kabiliyetini artırmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde yurt dışında daha fazla örtülü faaliyet yürüten, teknik ve siber istihbaratta daha etkin bir istihbarat yapısı hedefliyoruz"
Tüm sır işte bu cümlede gizli.
Sırrın da sırrı...
MİT dünyayı sarsmaya geliyor...
Devletin merkezi Külliye adına...
Vakit tamam oldu....
Kalın sağlıcakla...
-- Mustafa Güldağı --