PANDEMİ Mİ YOKSA PLANLI DARBE Mİ?
Pandemiler veya Pandemik hastalıklar, bir kıta hatta tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen genel bir addır.
Bu hastalığın ortaya çıktığı Çin’in Wuhan eyaletine bakarsak, dünyaya servis edilen, sokak ortalarında “çırpınarak ölenlerin” bir oyun olduğunu çok net biçimde görebiliriz.
Bu görüntülerin oyun olduğunu veya bir senaryonun ürünü olduğunu nereden anlayabiliriz?
CORONA BİR YALAN MI?
Şu ana kadar evde ölen tek bir koronalı yok, ölenlerin hepsi hastanede ilaç tedavisiyle öldü. Sözde Çin'de yere düşüp ölen insanlar vardı ama ne dünyada ne de ülkemizde hiç yere düşüp ölen insan olmadı.
Neden?
……………………………………….
ZAM MI FİYAT DÜZENLEMESİ Mİ?
Gelelim marketler zinciri olan büyük marketlerdeki fiyatların biranda %100’e varan zamlara…
X isimli markette 5 kilo Mısırözü yağ fiyatı 8 ay önce 27-30 lira civarındayken, şuan 63 liraya yükselmiş.
Yine bir başka X isimli marketten aldığımız 30’luk bir koli yumurtanın fiyatı 10 ay önce 14 lirayken şuan X isimli markette 32 liraya yükselmiş.
Küçük bir araştırma yapıyorum, “bunun sebebi nedir?” diye… Araştırmalarım beni farklı mecralara götürüyor.
Öğreniyorum ki bu marketler zincirlerinin satın alma müdürleri olan beyefendiler “whatsApp” grubu kurmuşlar, günlük fiyatları kuruşu kuruşuna belirleyip vatandaşın karşısına aynı fiyatlarla çıkıyorlar.
Üretici diyor, “ben fiyatları aşağıya çektim” perakendeci “nakliyesi var, elektriği var, doğalgazı var, işçisi var, kirası var…” diyor.
Her yıl, bir önceki yıla oranlayarak açıkladıkları Kârlara bir bakıyorsunuz, bu marketlerin ortalama % 50 - %100 arasında Kâr ile bir önceki yılı kapatmışlar.
Sağolsun sesimiz sosyal medyadan duyuldu da denetimler sıklaştırıldı. Cezalar yazılıyor yazılmasına ancak, firmalar sanki Devlete kafa tutarcasına fiyatlarda en ufak düzenleme yapmamakta ısrar ediyorlar.
………………………………
CUMHURBAŞKANIMIZDAN RİCAMDIR…
Sayın Cumhurbaşkanım;Esnaf, kısıtlamaların olduğu gün ve saatler dışında, lokantalarını, restoranlarını ve çay ocaklarını, açmak evlerine ekmek götürmek istiyorlar.
Lütfen, bu talebe sessiz kalmayın…
…………………………………………………..
Boğaziçi olaylarına dair….
Prof. Dr. Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanımız tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasına bağlanan olaylar öğrenci olmayan illegal örgüt mensubu kişilerin de olaylara karışmasıyla birlikte amacından çıkmaya başladı.
Her şey bir tarafa bu olaylar ile ilgili ABD’li bürokratların haddini aşan açıklamalarda bulunması aslında asıl meselenin Boğaziçi Üniversitesi rektörü olmadığının en açık göstergesidir.
Aslında en büyük sıkıntının halen Emperyalist ve Siyonistlerin Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını anlamak istememeleri, halen daha karşılarındaki “Türkiye’nin eski Türkiye olduğu” konusunda ısrarcı olmalarıdır.
Her şey bir tarafa bu olaylar ile ilgili ABD’li bürokratların haddini aşan açıklamalarda bulunması aslında asıl meselenin Boğaziçi Üniversitesi rektörü olmadığının en açık göstergesidir.
Aslında en büyük sıkıntının halen Emperyalist ve Siyonistlerin Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını anlamak istememeleri, halen daha karşılarındaki “Türkiye’nin eski Türkiye olduğu” konusunda ısrarcı olmalarıdır.
……………………………………..
ANALİZ….
Ey ABD ve taşeronları;
Biz kolay lokma değiliz, boğazınızda kalırız. Biz 15 Temmuz’da sizin gayri meşru çocuklarınıza boyun bükmedik bugün de tasması sizin elinizde olan gayri meşru çocuklarınıza mı boyun bükeceğiz!
Biz bu ülkeyi kucağında bebeğini, sırtında cepheye mermi taşıyan analarımız sayesinde kurtardık, kurduk!
“Erkek mi kadın mı olduğu belli olmayan” 3-5 Soros’un çapulcu anarşistlerinin tehditleriyle bileğimizi bükebileceğinizi mi düşünüyorsunuz, bire gafiller?
Galiba siz, bizim atalarımızın Çanakkale’deki yemek menüsünü görmemişsiniz, bizi daha iyi tanıyabilmeniz için size bir tüyo vereyim isterseniz! Siz bize parmak sallamadan önce, atalarımızın Çanakkale’deki yemek menülerine bir göz atın isterseniz.
Az kalsın unutuyordum, ecdadımız, 35 kilometrelik bir ada için Çanakkale'de 250 bin şehit verdi.
15 Temmuz gecesi yine bu millet, sizin gayri meşru çocuklarınızın işgal girişimine karşı 250 vatan evladını şehit verirken, 2196 vatan evladı da 15 Temmuz gecesi gazi oldu.
Size ve maşalarınıza bu millet bu topraklara ait olan tek bir taş bile verir mi zannediyorsunuz, bire gafiller?
Zannetmeyin millet görmüyor, millet hiçbirşeyin farkında değil... Bu millete tek bir işaret yeter, o işareti aldığı zaman bu millet, sizin çapulcu anarşistlerinizi çıktığı yere sokmasını çok iyi bilir.
Ey Soros’un paralı anarşistleri, kendinize gelin bu milletin sinir uçlarıyla daha fazla oynamayın, sabır taşı bir çatlarsa, Sayın İçişleri Bakanımızın da ifade ettiği gibi “bu millet 15 Temmuz’da yarım kalan işini” tamamlayacaktır.
İşte bu sefer ne yargılanacak mahkemeniz, ne de yatacak toprağınız olmayacaktır!
Ne diyor Mete Han; “Atımı istediniz verdim, Silahımı istediniz verdim. Çünkü onlar bana aitti. Toprak ise Milletimindir.”
Kalın sağlıcakla…
Biz bu ülkeyi kucağında bebeğini, sırtında cepheye mermi taşıyan analarımız sayesinde kurtardık, kurduk!
“Erkek mi kadın mı olduğu belli olmayan” 3-5 Soros’un çapulcu anarşistlerinin tehditleriyle bileğimizi bükebileceğinizi mi düşünüyorsunuz, bire gafiller?
Galiba siz, bizim atalarımızın Çanakkale’deki yemek menüsünü görmemişsiniz, bizi daha iyi tanıyabilmeniz için size bir tüyo vereyim isterseniz! Siz bize parmak sallamadan önce, atalarımızın Çanakkale’deki yemek menülerine bir göz atın isterseniz.
Az kalsın unutuyordum, ecdadımız, 35 kilometrelik bir ada için Çanakkale'de 250 bin şehit verdi.
15 Temmuz gecesi yine bu millet, sizin gayri meşru çocuklarınızın işgal girişimine karşı 250 vatan evladını şehit verirken, 2196 vatan evladı da 15 Temmuz gecesi gazi oldu.
Size ve maşalarınıza bu millet bu topraklara ait olan tek bir taş bile verir mi zannediyorsunuz, bire gafiller?
Zannetmeyin millet görmüyor, millet hiçbirşeyin farkında değil... Bu millete tek bir işaret yeter, o işareti aldığı zaman bu millet, sizin çapulcu anarşistlerinizi çıktığı yere sokmasını çok iyi bilir.
Ey Soros’un paralı anarşistleri, kendinize gelin bu milletin sinir uçlarıyla daha fazla oynamayın, sabır taşı bir çatlarsa, Sayın İçişleri Bakanımızın da ifade ettiği gibi “bu millet 15 Temmuz’da yarım kalan işini” tamamlayacaktır.
İşte bu sefer ne yargılanacak mahkemeniz, ne de yatacak toprağınız olmayacaktır!
Ne diyor Mete Han; “Atımı istediniz verdim, Silahımı istediniz verdim. Çünkü onlar bana aitti. Toprak ise Milletimindir.”
Kalın sağlıcakla…