Eskiden devlet; vesayetçi sistemin çizdiği sınırlara, koyduğu kurallara göre yönetilirdi. İktidarda kim olursa olsun, sistemin sınırları dışına çıkarsa, kurallarını çiğnerse; sistemin kontrol ettiği "güçlü devlet erkleri" tarafından ya yola getirilir ya da alaşağı edilirdi.
Milletin ne istediğinin hiçbir önemi yoktu. Sisteme değil de millete göre tavır sergileyen liderler; göstermelik demokrasi içerisinde göstermelik iktidarlara sahip olsalar da sistem onlara bir yere kadar izin verir, hadlerini kalın çizgilerle belirlerdi.
Sistemin gözbebeği, siyasi ayağı ve öncü birliği konumunda olan CHP, millete değil sisteme göre tavır sergilerdi. CHP'nin misyonu iktidar olmak değil, iktidar olanı sistem adına kontrol etmek, daha doğrusu kontrol edecek olan sistem erklerinin önüne atmaktı.
Tayyip Erdoğan'ın sisteme vurduğu en büyük darbe; milleti, bir erk olarak sistem erklerinin üzerine çıkarması oldu. Şu ya da bu sekilde, belli aşamalardan geçerek sağladığı bu yeni durum; başta CHP olmak üzere tüm sistem partileri ve siyasetçilerini farklı pozisyonlar almaya ve yeni erke uygun tavırlar sergilemeye mecbur bıraktı.
Artık "millet kimi secerse seçsin; sistemin istediği olur, sisteme uymayan gider" kuralı işlemez hale gelince; CHP ve diğer sistem argümanları, misyonlarını, yani "sisteme aykırı hareket eden iktidarı alaşağı etme" görevlerini, bu yeni düzen içerisinde, bu yeni düzenin imkan ve olanakları dahilinde yürütmek zorunda kaldı.
İşte bu durumun sonucu, su an bize, CHP'lilerin hiç de alışık olmadığımız görüntüleri olarak yansıyor.
Özellikle mütedeyyin, muhafazakar kitleyi ya da en azından yeteri kadar kısmını yanına çekmeden sonuca varamayacağını bilen CHP'liler; eski katı laik tavırlarını bir kenara bırakıp namaz kılarken, dua ederken çekilen görüntülerini servis ediyir.
Millete rağmen bırakın iktidar olmayı, iktidarda olana muhalefet olmanın dahi mümkün olmadığını gören CHP'liler; eski jakoben, elitist tavırlarını bir kenara bırakıp; halkla içiçe, halktan biriymiş gibi göründükleri tavırlarını sergilemeye başladılar.
Çok da inandırıcı olamasalar da, bunları hiç istemeden, bir mecburiyet olarak yapsalar da Tayyip Erdoğan sayesinde vesayet sistemini alt eden "Milletin iktidarı"; CHP'lileri milleti kaale almaya, milletin onayı ve desteğinin peşine düşmeye mecbur kıldı.
"Mış gibi" yaparak nereye kadar başarılı olurlar derseniz; bu millet bu saatten sonra bu tezgaha gelmez. Arkalarındaki devlet-millet düşmanlarının desteği olmasa bir seçim daha göremezler.
Ama maalesef Erdoğan düşmanlığı hala güçlü bir dinamik ve bir süre daha yalan, takiyye ve riyakarlık izlemeye devam edeceğiz.
Sonrası aydınlık İnşallah..