Biricik ülkemizin üzerinde oynanan oyunları hep birlikte alenen görüyoruz. Eskiden gizli kapaklı yapılan düşmanlıklar yerini şeffaflığa bırakmış durumda. Kimin dost kimin düşman olduğu ayan beyan ortada. Düşünceleri, sözleri, tavırları, eylemleri ile kendilerini göstermekten çekinmiyorlar artık.
Güzel ülkemin üzerindeki kara bulutlar dağılıp aydınlığa doğru kararlı, vakarlı, samimi, koşar adımlarla ilerlerken, bunu hazmedemeyenler ise her gün yeni entrikalarla ülkemizi meşgul etmek için var gücüyle çalışıyorlar. Hem dahili hem harici…
Söz de dost gibi görünen düşmanlarımızın gerçek yüzlerini de görmüş oluyoruz yeniden hep birlikte. Dün İsrail, Almanya, Fransa ve onlara destek olan birçok devlet gibi sahte dostların gerçek yüzlerini, bugün de ABD’nin gerçek yüzünü bir kez daha görüyoruz. Bunları konuşulmaya değer bulmuyorum aslında, tekraren yazmak da istemiyorum, zaten her yazar çizer köşesinde bunlara yer veriyor.
Düşmanlarımız zaten belli sevgili dostlarım; onlar düşmanlıklarını, hainliklerini, alçaklıklarını yapacaklardır. “Su uyur düşman uyumaz asla” der, Atalarımız. Bunu boşuna mı söylemişlerdir sizce, bence başka söze gerek yok, tekrar tekrar bu sözün derinliğini iyiden iyiye düşünelim ve tedbirimizi almaya çalışalım.
Şunu biliyorum ki; bizim bizden başka dostumuz da yok. Bunu hafızalarımıza iyice kazısak daha iyi olur.
Biz hem ümmetin hem de gerçekten insanlığın son kalesiyiz sevgili dostlarım. Demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri, adaleti dillerine dolamış, aslında bunları kullanarak haince planlarını uygulamaya koymak için çalışan iki yüzlü devletlerin uygulamalarını gördükçe, Allah Devletimize, Milletimize Türkiye’mize zeval vermesin diye dua diyorum. Hep birlikte dua etmemizi de temenni ediyorum.
Gece gündüz uyumadan vatanı için çalışan Reisi Cumhurumuz Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, bu ülke için ailelerini, gündüzlerini gecelerini, uykularını feda eden, gerçekten vatansever idarecilerimize Allah’tan dayanma, direnme, mücadele gücü diliyorum. Bazıları için konuşması dile kolay tabi, ama bu işler oturduğumuz yerden konuşmakla olmuyor.
Her zamankinden daha çok birlikte hareket etmeye ihtiyacımız var bundan sonra. Milletçe tek yürek tek bilek olmaya daha da bir gayretli olmaya…
Bizi tahrik edecek, kışkırtacak her durum ve ortamdan uzaklaşmaya çaba sarf edelim.
Özellikle sosyal medya üzerinde yapılan tartışmalar sorunlara çözüm bulmak için değil herkesin egosunu tatmin içindir, birbirimize klavye kahramanlığı yaparak çözümlere ulaşmak zor ve anlamsızdır.
Zaten tüm terör örgütlerinin, alçak, hain, ikiyüzlü düşman devletlerin amacı bu güzel ülkemizi karıştırmak, ülkemizi kargaşa ortamına sürükleyerek milletimizi birbirine kırdırmaktır. Yani ses getirmektir. Lütfen bunlara prim vermeyelim.
Millet olarak bize düşen her konuda devletimize tam destek olmaktır. Devletimizin, Silahlı Kuvvetlerimizin, Emniyet Teşkilatımızın önünde engel olmak değil, önündeki engelleri kaldırmaktır. Ülkemizi karıştırmak değil görevlerini layıkıyla yapabilmelerini sağlamaktır. Uyanık olmak, ayakta durmak, tedbir almaktır.
Bu ülke senin benim değil hepimizin, tarih boyunca komşularımız dediklerimizin gözleri hep üzerimizde olmuştur. Dâhili ve Harici düşmanlarımızın ekmeklerine asla yağ sürmeyelim.
Bu terör örgütlerini başımıza musallat eden sözde dost hain devletler ve onların siyasi oluşumları da bizi yıkamadılar ve asla yıkamayacaklardır.
Biz ayrılmamaya dikkat edelim. Birlik ve beraberlik içinde hareket edelim, daha çok çalışalım, daha da çok üretmek için çaba gösterelim. Gelişelim, geliştirelim. Okuyalım, yazalım. Düşünelim, düşündürelim. Düşmanlarımızla vakit kaybetmek yerine birbirimize sımsıkı sarılalım. Biz hamdolsun ki bu ülkenin evlatlarıyız, ülkemizin sevdalısıyız. Bu ülke bizim, biz ise hep birlikte Türkiye’yiz…
Üstat Mehmet Akif’in anlamlı şu sözü ile yazımı nihayete erdiriyorum” Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; toplu vurdukça yürekler onu top bile sindiremez”
www.serkanakkusakademi.com
Sevgilerimle…