Özellikle 21.yy itibariyle sözde KADIN HAKLARI, KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ, KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ vb. söylem ve sloganlarla toplum mühendisliği yapmaya çalışanlar bu projelerine sadece bu sefer Kadın’ı kılıf olarak kullanmaktadırlar.
Kadına özgü güzellikleri, özellikleri, farkındalıkları, KADININ üstün özelliklerini ondan soyutlayarak katı cinsiyetçilik yaparak 3. Yeni ve tek bir cinsiyet ortaya çıkarma gayretini taşımaktadırlar.
ARKADAŞ nasıl olur da fizyolojik, biyolojik, ruhsal ve birçok temel noktada ayrı olan KADIN ile ERKEĞE eşit diyorlar? Aslında basit bir cevabı var (sözde) kadını ÖZGÜRLEŞTİREREK ona sahip olması gereken hakları! Ona vererek kadını toplum ve aile mecrasından çıkarıp bir meta-nesne-obje haline getirmeye çalıştıkları aşikârdır.
Azizim VALLAHİ bunu planlayanların ve bunu dillerine dolayanların derdi ne Kadın ne de KADININ derdine derman olmak değildir. Bu fitnenin iki büyük dayanağı ve amacı var. Birincisi: Anarşizme varan cinsiyetçilik ile İNSANI kadın ve erkek diye iki ayırmak ve sonra bunlar arasında rekabetçi bir ortam oluşturup bunların mücadelesi ile toplumun ifsada uğratılması. İkincisi ve şahsen daha vahim olan kısmı ise AİLENİN TEMEL MAYASI KADINI aileden çekip almak ona BAĞIMSIZ! ÖZGÜR! Bir hayat vaadiyle onun en kıymetli makamını ANNELİĞİ elinden almak.
Çelişkiler yumağına bakar mısınız: Hem kadın erkek eşit diyeceksin hem öncelik taviz tolerans bekleyeceksin! Hem kadın erkek eşit diyeceksin hem de kadını devlet korusun diyeceksin? Madem kadın erkek eşit kimi kimden neden koruyorsun? Madem kadın erkek eşit neden öncelik, taviz, tolerans bekleyeceksin? Ya HUU kadın cinayeti kadına yönelik şiddet diye bir safsata uydurdular bu sözler ile aile ve toplumun ümüğünü sıkıyorlar görmüyor musunuz? Yanlış anlamayın: demiyorum ki; kadına şiddet veya cinayet yoktur evet vardır ama yapılan yanlış ve hata kadına karşı değil insana insanlığa karşı yapılan elim bir hata, yanlış, suç ve günah. Cinsiyete karşı yapılan bir itham veya suç değil bu. KADIN cinsiyetten evvel İNSAN be kardeşim İNSAN! Bize her fırsatta kadını bir cinsiyet, cinsel obje olarak görmeyin diyenler asıl kendi niyetlerini bize (topluma) dayatıyorlar. Kendi rezilliklerini bize ihale ederek kendilerini aklıyorlar şayet öyle olmasa TV de HABERLERDE son bir ayda/yılda şu kadar KADIN KATLEDİLDİ, şu kadar KADIN FİZİKİ/CİNSEL TACİZE uğradı vs. söylemleri dile getirmez getiremez. Azizim bu hata insana karşı yapılan bedbaht bir suçtur. Yalnız bunu cinsiyet faktörü farklı kılmaz. Ne zanlının ne de maktulün cinsiyeti mevcut suçun ağırlığını hafifletir ne de ağırlaştırır. Söz misal: cinayeti kim işlerse işlesin, kim katledilirse edilsin orada bir cinayet ve de suç vardır. Siz hiç TV de Haberlerde ERKEK CİNAYETİ diye bir şey duydunuz mu? Ya da ERKEĞE YÖNELİK ŞİDDET, onların penceresinden bakarsak elbette ki var belki daha katmerlisi şöyle ki: Her beden kendi gücü ile bunu yapıyor; kadının erkeğe uyguladığı psikolojik-duygusal baskı ve şiddet (bu konuda sahip olduğu üstün yetilerini kullanarak) kimi zamanda cinselliğini kullanarak bir ruhsal baskı ile bir yaptırım, ceza uygulamakta iken erkek de kendi sahip olduğu güç ile bazen fiziksel güç bazen cinsel arzu baskınlıkları ile yaptığı baskı ve şiddetler .. Her kim hangi gücü kullanarak bu suçları, şiddetleri yapıyorsa cinsiyet gözetmeksizin aynı derecede gaflet ve yanlıştadır. Bunun ayrımını bizim seçme hakkımız olmayan cinsiyetimiz belirleyemez. Seçme hakkımız olmadan sahip olduğumuz özniteliklerden sağlık, cinsiyet, dil, renk, vb.) dolayı ne üstün olunabilir ne de bundan hicap duyulup üzülünür.
Yapılan yanlışı/suçu insan işlemektedir. Farklı sebepleri olabilir ama bu sebeplerin içinde asla cinsiyeti bulunamaz. Esas sebepler: Cahillik, düşüncesizlik, ahlaksızlık ve insan olamayış ..
Yalnız ben demiyorum ki toplumdaki bu yanlışlara devam edelim sırf batılılara ve batılılaşmaya inat gericiliği savunalım. Tabiki hayır ben diyorum ki bu masum! sözlerle zihnimizde oluşturmak istedikleri dünyaya izin vermeyelim. Yapılan yanlışları dile getirip düzeltme uyarma gayretini ortaya koyarken onların ne söylemlerini ne de eylemlerini ne araç ne de slogan olarak kullanmayalım. İlla da bunu bir şekilde dile getirip bu uğurda mücadele edeceksek yeni söylemler geliştirip gerekirse yeni cepheler bize özgü bize ait reçete ve öneriler ile yola revan olmalıyız. Yoksa azizim istemeden farkında dahi olmadan kimlere hizmet etmiş oluruz var ya !
Peki neyi nasıl yapmak istiyorlar diyorsunuz kısaca izah edeyim: Öncelikle şunu ifade edeyim bu söylemlerimdeki bu toplum mühendisliğini yapmak isteyenler diye iddia ettiklerim ne efsanevi yuvarlak masa aileleri, ne BÜYÜK ŞEYTAN (ABD), ne DAHA BÜYÜK ŞEYTAN (İNGİLTERE),vs. vardır demiyorum. Kim bilir belki hepsi vardır belki çok daha gizemli bir örgüt vardır bilemem ama yapmaya çalıştıkları: Hani meşhur böl, parçala, yönet stratejisi vardır ya bizim çok yakından bildiğimiz her yüzyılda bu zokayı yuttuğumuz olay var ya heh işte şimdi daha kapsamlı olarak bunu toplumun ve ailenin iç dinamikleriyle oynayarak yapmaya daha fazla çok daha fazla zarar vermeye niyetliler.
Kadın ve erkeği birbirinin tamamlayıcısı dengi olan iki dost varlığı birbirine düşman/rakip ederek toplumu sözde KADINI ÖZGÜRLEŞTİRME projesi ile de aile kavramını ortadan kaldırmayı planlamaktadırlar. Savunma ve tez olarak da yalan yanlış örneklerle kendi rezilliklerini kamufle etmektedirler. Onlara sorarsan sözde çok gelişmiş ülkelerde (çok demokrat Avrupa ve çok özgürlükçü Amerika'da) taciz/tecavüz olayı hiç yok, kadına yönelik şiddet kavramı duyulmamış bir şey çünkü onlar da kadını özgürleştirmişler !!! PEH PEH PEH …İsteyen istediği araştırma sitesinden istatistiklerden baksın çok çok ÖZGÜRLÜKÇÜ ÜLKELERDEKİ hali ahvali bir görsünler bakalım ne rezillikler varmış.
Ben demiyorum ki biz çok ak pakız tertemiziz zira biz zaten öz değerlerimizi yaşıyor değiliz maalesef- dejenere olma sürecini baya baya yarıladık- biz de de üstü kapalı veya açık rezillikler elbet var ama inanın olarla mukayese dahi edilemeyecek kadar az – ÇOK ŞÜKÜR. İşte bu sebeple kuduruyorlar: Biz onlardan bu konularda biraz daha az kötüyüz diye. Biz rotamızı kendi özdeğerlerimize İSLAMA çevirirsek bu zararın kıyısından dönebiliriz. Aksi halde biz bu yokuştan yuvarlanırken büyük çığlara sebep oluruz. Bu öyle büyük bir çığ ki her alanda fecaat olur. Gerçi bu yolda ilerliyoruz: Bu Müslüman! Muhafazakar! Gelenekselci kardeşlerimizden maalesef KADININ BAŞÖRTÜSÜNÜ konuştukları kadar ERKEĞİN GÖZ ÖRTÜSÜ – AHLAK ve NAMUSU konuşulmamakta. Daha acısı da Kadının Başörtüsünü ağzına dolayan Erkek bir HOCA! Ah be hocam! Peygmberin en yakınıydı Kadın, yeri geldi Ordu yeri geldi Devlet yönetti. Şimdi bizimkiler çıkmış diyor ki aman efendim kadın yönetici olmaz, aman efendim kadın okumaz: Bunu diyen de cinsiyeti kullanan sözde erkek hocalar böyle geri zihniyetli sefil öğretiler olursa karşısında da böyle çok ilerici çözümler! sunan projeciler olur elbet! (Bir zamanlar da kadınlar okumasın, Kadın araba süremez vs safsataları vardı - bu mega ahlaksız projelerin bu denli başarıya doğru yol almasının temel sebeplerinden biri de İSLAM ADINA bazlığı topluma dayatanlar zaten!!)
Bize önce nasıl iyi insan olunur, ahlakı, imanı anlatın vaaz edin hocam biz amelleri tamamlarız. Ama gel gör ki hala bizim hocalarımız ilk başta dediğimiz projeye dini açıdan istemeden belki de isteyerek taşeronluk yapmaktalar. Neden biz de daha vahim olabileceğini anladın mı üstadım ? Biz bu uçurumdan bu ivmeyle yuvarlanırsak ne aile ne toplum ne millet ne iman ne ahlak ne de devlet kalmaz hepsi tarumar olur.
Saygıdeğer okurlardan ricam bu söylemler ne kadın karşıtlığı ne de yapılan yanlışların destekçiliği niyetiyle söylenmemiş olup; komplo teorileri veya paranoyaklık da değil. Halisane bir şekilde ahvalin ne denli sıkıntılı olduğunu dile getirmek için bir tenkittir. Eğer bize özümüze ait bir reçete istiyorsak özümüze bakalım oraya dönelim. İster Oğuz geleneklerine, ister İslam töre ve adabına, isterse Asya ve Mezopotamya kültürüne bakalım her birinde insanın özelde kadının ne denli kıymetli olduğunu hiç bir zaman ne Romalılar ’da ki gibi bir obje, ne Frenkler ve diğerlerindeki gibi bir büyücü lanetli veya Araplardaki gibi değersiz bir varlık, değildir !
Bizim töremizde, inancımızda Adem ne ise Havva o dur. Biz de Peygamberin en yakını dert ortağıdır, en sevdiği kız evladı, gönül verdiği bir kadındır. Biz de kadın Züleyhadır, Hacerdir, Bala Hatun, Hayme Ana, Nene Hatun, Tomris Hatundur.
Üstat bizde ne erkek üstündür ne kadın. Biz çiftiz ve biz birlikte varız. Ne rakibiz ne eşitiz ! Biz birbirine denk bir bütün iki yarıyız. Son olarak bizde kadın ne demek nereden gelmiş bir bakabilirsiniz ama istirham ederim ne bir şarklı ne de garplı ne ideolojik ne de faşitlik olmaksızın düşünüp degerlendirin. (Bu coğrafyada artık 1000 yıl önceki Türk Kürt o bu yok dede ile torunun gen benzerliği %12.5 iken kimse kalkıp boş faşizanlik yapmasın.) Biz ne cinsiyetiz ne ırkız. Evvela insanız. İnsan olmayı beceremeyen ne özgür olur ne adam( ADAMLIK : CİNSİYET DEĞİL ŞAHSİYET MESELESİDİR.-N.F.K.) olur. Sadece birilerine maşa olup ahmaklığa mahkum olur.
‘’Toplumun yarısını kadınlar oluşturur. Diğer yarısını da kadınlar yetiştirir.’’ – Hasan el-Benna
PARS ANADOLU..