Esselamü aleyküm sevgili okurlar, bugün içeriği biraz farklı bir yazıyla karşılıyorum sizi. Çünkü bu yazıyı yazmak benim artık boynumun borcu...
Ben yıllar önce, yaklaşık 10-11 yaşlarındayken kapandım ve bunu tamamen kendi isteğimle yaptım. O zamanlar sınıf öğretmenim olan Hülya Hanım, bana baskı altında olup olmadığımı sormuştu bir eğitimci olarak. Ailemden gördüğüm, doğru olduğuna inandığım şeyi yapmış ve öğretmenimin sorduğu sorulara şaşırmıştım. “İstemezseniz başka okula giderim.” diyerek gösterdim tepkimi.
Aşağı yukarı 1 ay sonra –henüz alışmamış olacağım ki- okula başörtümle girmişim. Adını bile hatırlayamadığım bir öğretmen bana bağırarak kafamdakiyle okula giremeyeceğimi ve defolmamı söylemişti. O gün çok ağladığımı ve eve döndüğümü hatırlıyorum hayal meyal.
Gel zaman git zaman, kapıda başörtümü açarak girdim okula ve her seferinde yaralandım çünkü doğru olan şeyi terk etmek zorundaydım bir başka doğru olan şeyi yapmak için, okumak için. Liseyi yatılı okurken de bu böyle devam etti. Eğer başörtüsü yasağı kalkmazsa üniversiteye girmeyeceğimi düşüne düşüne lisede devam ediyordum. Bir ara yasaklar hala kalkmadığı için çok tepki de gösterdim. Son sınıfa geldiğim yıl bu serbestlik geldi çok şükür. 2014 yılı olması lazım hatta. Vesile olan herkesten Allah razı olsun.
Şimdi mezun olmama bir yılım kaldı ve okuluma başörtümle girip çıkmama kimse karışmıyor, tek laf eden yok, azarlayan yok, dersten atan yok. İkna odaları, gereksiz peruk zırvaları yok. Benimle beraber mini etek giyen arkadaşlarım da ders görüyor, her yerinde piercing ve dövmesi olan da. Kim bu ülkede özgürlük yok diyorsa –af edersiniz- halt yemiş! Mini etek giydiği için okuldan def edilen bir öğrenci var mı? Vücudunda piercingi var diye ikna odalarına alınan bir öğrenci var mı? Bütün bunları inkâr edecek bir Allah’ın kulu var mı? Biz bu ülkedeki özgürlüğe Recep Tayyip Erdoğan sayesinde kavuştuk. Hatta şimdilerde genç-yaşlı herkeste aşırı bir özgüven var. Evet, yıllar önce sadece sol cenah özgürdü ama artık hepimiz özgürüz.
Bir de bu özgürlük ve özgüven yüzünden ne yapacağını şaşırmış ipini koparanlar var. Öyleler ki istediğim gibi sayayım, söveyim, adama hakaret edeyim diyor. Sonra hapse girince “vay efendim, özgürlük yok!” Arkadaşlar, bu ülkede anama bacıma sövdü diyerek adam öldürenler var. Siz biraz şükredin bence. Özgür olacaksınız diye saygısızlık etmenin, haddi aşmanın alemi yok. Zamanında bu saygı sınırını yıllar önce başörtümle okula giren bir çocukken bana bağıran öğretmen aşmıştı, aynı sınırı “Köprüye Emine Erdoğan’ın adını koysun” diyenler de aşmıştı.
Biz bu günleri görene kadar çok fedakârlık yaptık, çok gözyaşı döktük. 28 Şubat mağduru bir nesil yetiştirdik. Okula girerken başörtüsünü sıyırmak zorunda kalan genç kızlar yetiştirdik. Devrimlerin üstüne devrim yapan adamdan Allah razı olsun. Onun sayesinde artık başörtülü pilotlarımız, polislerimiz, avukatlarımız var.
Bu da bizim ona olan vefa borcumuzdur. Kendisine olan bu vefa borcumu ödemek için ömrüm boyunca onun davasını savunacağım ve 24 Haziran günü yine başörtümle eğitim almama vesile olan Cumhurbaşkanımın yanında olacağım.
Selam ve dua ile.