Her şey anayasa kitabının Başbakana fırlatılması ile başladı aslında,
60 küsur bankanın batması, içlerinin boşaltılması ve milyarlarca dolar Milletin birikimi olan para birkaç kişinin yurtiçinde ve yurtdışında cebine girdi. Milyonlarca evet milyonlarca insan işsiz kaldı ülkenin parası bir anda 3 kat değer kaybetti, hükümette DSP+ANAP+MHP’den oluşan 3‘lü koalisyon vardı her kafadan bir ses çıkıyor ve istikrarsızlık ve beceriksizlik her yaptıkları işte ülkeye büyük bedeller ödetiyordu.
17 Ağustos depreminin üzerinden daha 1 yıl geçmişti tam sayısı bilinmeyen binlerce insanımız bu afet de hayatlarını ve yaşadıkları evlerini kaybetmişlerdi, hala çadırlarda yaşayan, elektrik, su, ısınma ve temel ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda olan binlerce insanımız çaresiz bir durumdaydı. Devlet bırakın vatandaşına yardımı kendi memuruna bile maaş ödeyemez durumdaydı bütün bu krizi başlatan ve ülkeyi kaosa sürükleyen devrin” LAİK, ATATÜRKÇÜ, DÜRÜST VE YÜKSEK MAHKEME BAŞKANI HAKİM, CUMHURBAŞKANI SEZER” köşkünde oturmuş olup biten her şeyi seyrederken sırf kırmızı ışıkta durup kurallara uyduğu için bir kısım medyada hala adına methiyeler düzülüp yere göğe sığdırılamıyordu.
Terör örgütü elebaşı, çocuk katili İmralı da Amerika’nın emriyle idam kaldırılarak müebbette çevrilmiş cezası ile koğuşunda yatmakta ve devletin başına uzun sürecek bir bela unsuru olarak beslenmek zorunda kalınmıştı. Bütün bu kaos ve kriz döneminde bir parti başkanı radikal bir karar alarak erken seçime gitme kararı aldı. Bahçeli bu kararı kendi menfaatini ve parti menfaatini değil ülke menfaatini gözeterek aldığını söyledi.
Bütün hükümet ve ortakları zaten bir sömürge valisi olan eski devirdeki adıyla “Duyun-u umumiye baş kâtibi” ya da bugünkü tabirle dünya bankası başkan yardımcısı olan Dervişi bir kurtarıcı olarak başa getirmiş ve Amerika’nın yolladığı adama ülkeyi teslim etmişlerdi.
Yaşı 30 un altında olan hiçbir gencimizin bilmediği yaşadıysa bile çocuk yaşta oldukları için anlayamadığı bu büyük ekonomik ve siyasi kriz çok ağır bedeller ödetti milletimize.
Bahçelinin bu radikal kararıyla ülke erken seçime gitti ve iki tane yeni parti de ortaya çıkarak taze bir ses ve nefes vermek için halkın karşısına çıktı. Biri medya ve sanayi devi sahibi Cem Uzan ve Genç parti ki %7,5 oy aldı, diğeri de İstanbul belediye başkanlığı yapmış bir şiir söylediği için hapis yatmış AKPARTİ’ yi kuran Recep Tayyip Erdoğan.
Seçimler yapıldı; iki parti meclise girdi AKPARTİ %34 ve CHP %21 oy ile
Bu iki parti dışındakileri millet sandığa gömdü ve üzerlerini betonla örttü.
Bugünden sonra ülke 16 yıldır aynı kişi tarafından yönetilmekte günahı ile, sevabı ile 16 yıl yönettiği ülkeyi belirli bir istikrara, büyümeye ve gelişmeye kavuşturan bu kadro yine bir radikal karar ile erken seçime gidiyor.
Sayın Devlet Bahçeli bu sefer bu istikrarlı gidişin bozulmaması, iç ve dış yıkım hamlelerin boşa çıkması ülkenin güçlü kalabilmesi için Cumhur İttifakı ile birlikte yine radikal bir karar alarak erken seçime gitmiştir.
Cumhur İttifakının, yani AKPARTİ ve MHP’nin Cumhurbaşkanı adayı
“RECEP TAYYİP ERDOĞANDIR “
Yine büyük ve tarihi bir süreci yaşamaktayız bugünleri ilerde tarih yazacak ve değerlendirmesini yapacaktır.
Vatanımıza, Milletimize ve mensubu bulunduğumuz TÜRK ve İSLAM dünyasına hayırlı uğurlu olsun!