Mescid-İ Haram’da ardından Arafat’ta çok kuvvetli rüzgar esip yağmur yağmış.
Resulullah Sallallahü vesselam Efendimiz Arafat’ta yapmış olduğu duasının bir kısmı rüzgar ile alakalı. Şöyle :
“Allahumme lekel hamdü kellezî nekûlu, ve hayran mimmâ nekûlu. Allahumme leke salâtî ve nüsükî ve mehyâye ve mematî ve ileyke meâbi veleke Rabbi türâî. Allahumme innî eûzu bike min azâbil kabri ve vesvesetis-sadri ve şetâtil emri, Allahumme innî eûzu bike min şerri mâtecidu bihirrîhu.”
Meali:
Allah’ım, (Sana dua edip söyleyen) kimsenin dediği gibi Sana hamd olsun. Allah’ım, namazım, kurbanım, hayatım ve mematım Sendendir ve Senin içindir, varışım da Sanadır. Sen benim Rabbimsin, beni görüyorsun. Allah’ım, kabir azabından, göğüs darlığından ve çeşitli irade zayıflığından Sana sığınırım. Allah’ım, rüzgârın gelen şerli kısmından da Sana sığınırım.
FESUBHANELLAH hacılarımız bu duayı birebir tecrübe ederek söylemiş oldular Ümmete rahmete vesile olur inşaallah.
Ayrıca Rüzgar estiğinde edilecek dualarda vardır şöyle:
”اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَسْأَلُكَ خَيْرَهاَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهاَ“
“Allah’ım! (Bu) rüzgârın hayrını senden diler, şerrinden sana sığınırım.”(hş)
”اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَسْأَلُكَ خَيْرَهاَ، وَخَيْرَ ماَ فِيهاَ، وَخَيْرَ ماَ أُرْسِلَتْ بِهِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهاَ، وَشَرِّ ماَ فِيهاَ وَشَرِّ ماَ أُرْسِلَتْ بِهِ“
“Allah’ım! Bu rüzgârın ve içindekilerinin hayrını senden diler; onun, içindekilerinin ve onunla gönderdiğinin şerrinden sana sığınırım.”(hş)
Rüzgarla beraber karanlık da olursa, Felâk ve Nâs sûrelerini okur ve şöyle dua eder:
اَللَّهُمَّ إِنِّيٓ أَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ هٰذِهِ الرِّيحِ وَخَيْرِ مَا فِيهَا وَخَيْرِ مَآ أُمِرَتْ بِهِ
وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ هٰذِهِ الرِّيحِ وَشَرِّ مَا فِيهَا وَشَرِّ مآَ أُمِرَتْ بِهِ
اَللَّهُمَّ لَقِحاً لاَ عَقِيما
Allahım, Senden bu rüzgarın hayrını, onda bulunan hayrı ve ona emrolunan hayrı isterim.
Bu rüzgarın şerrinden, onda bulunan şerden ve ona emrolunan şerden Sana sığınırım.
Allahım, yağmurlu rüzgar olsun, yağmursuz olmasın.’(Müslim-Tirmizi)
“Hayreti olmayanın ilmine itibâr; gayreti olmayanın ameline itimâd etme... Çünkü ilim, hayretin; amel, gayretin çocuğudur... Hayatta hayreti derin olmayanın basîreti; gayreti pekin olmayanın sîreti(yürüyüşü) yavandır...”(İhsan Fazlıoğlu)
Fesübhâne men tehayyere fî sun’ihi’l-ukul! (Sanatıyla, eserleriyle akılları hayrete düşüren, Allah’ı tesbih ederim. (Ziya Paşa)