12. EKİM 1972 yılında vefat eden Muhterem Üstazın ruhu Şerif’lerine hediye olmak üzere el-Fatiha meassalavat
ÖMER NASUHİ BİLMENİ TANIYALIM
İlmi Tahsili
Medresetü’l-Vaizin, Darüşşafaka Lisesi, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde siretü’n-nebi, usul-ü fıkıh, kelam ve ahlak talimi derken 60 yıl hocalık yapmış.
Bu süre boyunca hiçbir öğrenciyi sınıfta bırakmamış hatta hiçbirine zayıf not vermemiş bu durum eleştiri konusu olup hoca efendiye sorulduğunda kendisi şöyle cevap verirmiş:
“Evladım, Anadolu’nun Allah diyen insana ihtiyacı var.”
Vazife bilincini bir an olsun unutmadan görevine sarılan Bilmen, çalışma hayatı boyunca iki aylık Hac izni dışında izin kullanmamış.
Şiir kaleme alacak derecede Arapça-Farsça ve tercüme yapacak kadar da Fransızca bilen Ömer Nasuhi Efendi, erken cumhuriyet devrinden sonraları dergi ve gazetelerde de mümkün oldukça makaleler kaleme almış, beyanatlar vermiş, ortalama 110 makalesi bilinmekte.
Ömer Nasuhi Efendi Mahmud Efendi Hazretlerinin şeyhi Ali Haydar Ehishavi Kaddesellahü nun dördüncü kâtibidir.
Hocasına talebesine rahmet olsun ehl-hak tüm ecdadımıza.
Ömer Nasuhi Bilmen yaşadığı dönemin politik gündemine müdahil olmamış lakin Kur’an’ın Türkçe okunması, Latin harfleriyle yazılması, ezanın Türkçeleştirilmesi gibi meselelere de ikaz mahiyetinde fetvalar vermekten geri durmamıştır. Erken cumhuriyet devrinde hâlâ muhkem bir kale gibi duran dinin ana damarına karşı Protestanlaştırma çabası olan “dinde reform” tartışmasına “bozulmayan dinde reform mu olur!” diyerek karşı dururmuştur .
Bir nevi isteksizce kabul ettiği Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan ayrıldıktan sonra kendini tamamen ilmî gayretlere teksif eden üstaz yaşı seksenleri bulduğunda büyük eserlerini kazandırmış milletimize. En çok bilinen muhalled eseri “Hukuk-ı İslamiye ve Istılahat-ı Fıkhiye Kamusu”
KÜTÜBHANESİNİ OLMAYANLARA DUYRULUR
Okumak ve yazmak, hele de müthiş bir duyarlılık ve ince bir duyuşla okuyup yazmak her insana nasip olmayan bir haslettir. Üstaz Ömer Nasuhi Bilmen, bu haslete sahip olmuş öncü şahsiyetlerdendir
Kendisi, okumayı ve yazmayı çok sever. Bildiklerini paylaşmak, aktarmak onun için çok önemlidir. Okumayı çok sevmesinin ve çok fazla eser vermesinin altında bu neden yatar.
Kendi döneminde yazma eserlere ulaşmak çok zor idi. Beğendiği eserleri emanet alır istinsahı eder sonra küçük yaşta öğrendiği ciltçilik sayesinde ciltleyerek kütüphanesine koyarmış. Bu vesileyle kütüphanesine pek çok eser kazandırmış ve oldukça zengin bir kütüphaneye sahip olmuş.
Onun tüm zorlukları aşarak kıymetli bir kütüphane oluşturması, istediği esere ulaşamadığı bir dönemde kendi gayretiyle o eserleri yazıp ciltlemesi, şimdilerde her türden kitaba rahatça ulaşan bizlere örnek olmalıdır. (Hatice Ebrar Akbulut)
FETVAYA DAİR
Ömer Nasuhi Bilmen Rahmetullahi Aleyh buyurur ki:
''Artık insana lâzımdır ki, kendisine lâzım olan şeylerle uğraşsın, bir şeyi güzelce bilmedikçe ona dair bir söz söylemekten çekinsin, sonra kendisini mânevî mes’uliyetten kurtaramaz.''
أَجْرَؤُكُمْ عَلَى الُفتْوَى أَجْرَؤُكُمْ عَلَى النَّارِ
“Sizin fetvâ vermeye en cür’etli olanınız, ateşe atılmaya en cür’etkâr olanınızdır.” (Dârimî)
İzâh:
Dinî mes’elelerin hükümlerini beyân hususunda müteenniyâne hareket etmelidir. Bunları bilmedikçe fetvâ vermeye, bu hususta yazı yazıp neşriyâtta bulıunmaya cür’et göstermemelidir.
“Çeşme-i insâf gibi âkıle mîzân olmaz,
Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz.”
Allah Teala gani gani rahmet eylesin. Ne kadarda ihtiyacımız var onlar misilli ehl-i hak ulemaya.