GİDİYORUZ ABİ!GİDİYORUZ
Nereye diye soramadım, sormadım zira anlamıştım, sorunun cevabı içindeydi, kendi içinde saklı idi, nasıl mı? Şöyleki: Arabanın aküsü bitmişti, gittim yenisini aldım, tamirci eskisini alıp, yenisini takarken, kaputun altındayken, baktım bir ses şöyle diyordu:
“Gidiyoruz abi! Gidiyoruz”
Dedim ya soramadım, anlatmıştım devamında, bana fırsat vermeden:
“Bak görüyor musun abi! Arabada tıpkı insan gibi eskiyor, bir farkla İnsanın yedek parçası yok be abi!” Diye bitirdi, doğru söylemişti.
İnsanın yedek parçası yoktu, ve bu hayatın tekrarı da yoktu, andan ibaretti her şey.Bir geçmiş vardı birde.
Gelecek ise meçhul, yani gelecek gün var mıydı? Bilinmiyordu.
Öyle ise derler ya:
“Her gününü, son günün gibi,
Her anını, son anın gibi, bil.”
Hani bir türküde ifadesini bulan sosyolojik durum misali:
“ Durdurun Dünya’yı başım dönüyor”
Amma velakin, na mümkün, yayından çıkan ok geri dönmüyordu, tıpkı; ağızdan çıkan söz gibi.
Bir tren var, hiç durmadan, duraksamadan varması gereken finish noktasına doğru aynı hızla gitmektedir, istisnasız herkesi oraya doğru götürmektedir.
Yani:
“KULU MEN ALEYHA FAN”(Her şey fanidir) kur’AN-
Gelirken kulağa okunan ezanın, namazıdır cenaze namazı, o vakit toparlanın gidiyoruz, tamircinin dediği gibi,
Vesselam.