HEY GİDİ HEY!
İlkokul 5.sınıf.
Seksenler.
Köyden Kasabaya gitmişim, alacağımı almışım, gaz lambasının şişesini boynuma takmışım, dedemgilden kömür yüklemişim, gazetemi almışım, ver elini köyüm demişim.
Kendime göre saatimi bellemişim;
“Şu saate köyde olacağım.”
Hiç unutmam günlerden Cuma idi.
O zamanları, sabahçı, öğlenci vardı.
Öğleden sonra okula yetişeceğim tabi.
Modülledim haliyle boz eşeğimi, yetişmem gerek,
Nevalemi almışım, Allah rahmet eylesin Dedem doldurmuş çıkınımı.
Eşekte eyice doymuştu zaar. Mahalle arasından çıkıp, Kasaba ilkokulunu solumda bırakıp, lise yokuşuna doğru tırmandık, sağlık ocağını geçip, liseyi sağda bırakacakken, köyden tanıdıkları gördüm,
“Çabuk ol seni bekliyorlar.”dediler.
Anlamamıştım, eğleniyorlar sandıydım.
“Ağam benimle eğlenir.”dedim.revan oldum yola.
İki dağ arasını geçtim, Selam olsun orayada.Oradan geçene vede geçenlerede.
Köye yaklaştıkça daha bir hızlanıyordu, bineğim.
Ziyarete yaklaştım, adettendi indim iki taş koydum oraya.
Meşhur bir türkümüz vardır:
“Bir kuş konmuş ziyaretin başına,
Gidin bakın Şeyhim ne diyor.”
Tırmanmıştık, mezarlığa gelmiştim ki ne görem, karşımda Rahmetlik Anam ve Öğretmenim Necla hoca.
Anamın elinde bezden yapılma okul çantası ve beyaz yakalı siyah önlüğüm,
Hayretler içersindeydim, buda neyin nesiydi.
Hayretimi öğretmen giderdi:
“Çabuk oğlum!saatlerdir, seni bekliyoruz, Müfettiş geldi, koş.”
Hemen indim, giyindim, çantayı sırtıma astım, koştum OKUL’a.
Kısa bir zaman sonra Müfettiş bey geldi.
Matematikten bir soru sordu,
Biraz sonra sordu:
“Yanıtlayan var mı?”
Cevap yerine Yanıt diyorlardı…
Parmak kaldırdım:
Söyle işareti ile:
Cevabı yapıştırdım.
“Aferin oğlum, çok güzel.”dedi, döndü Öğretmenimi tebrik etti, ikisi beraber çıkıp gittiler.
Öğretmen kapıdan dönüp geldi:
“Aferin oğlum!Bugün izinlisin.”dedi.
Aman Allahım dünyalar benim olmuştu.
Başarı
Ve
Ödül
Dünyada böyle ise varın darul bekayı siz düşünün.
Orada anlamı olmayan tek kelime belkide KEŞKE dir ha ne dersiniz, dostlar.
Vesselam.