Yıllar öncesi bir rüya ile yola düştüm.Ver elini Bursa.Evliyalar şehri Bursa.Rüyamda Mevlid-i Şerif’in müeelifi Süleyman çelebi Hazretlerinin türbesine gitmişim.Bir kırmızı toprak renginde iki minaresi var.Sabah kalktım evdekilere durumu anlattım Esenlere vardım bindim ilk otobüse ver elini Bursa.Otogarda indim birisine durumu izah ettim onun tarifi ile bindim Belediye otobüsüne git git,tırman tırman tam karşımda Rüyamda gördüğüm toprak renkli minareler.
Nasıl sevindim anlatamam.
-Allah!Allah işte onlar dedim.
Otobüs şöförü tebessüm ederek
-evet evet geldik burada iniyorsunuz.
Teşekkür ettim indim.
Kapısında yeşil Camii 15.yüzyıl yazıyordu.
İçeri girdim muhteşem bir manzara avludan başlıyor.Ardından yeşil Türbe.Peşinden Emir Sultan hazretleri.Duymuşum ya :”Edeple gelen lutufla gider”toparladım kendimi.
İçeri adım attım ya
Aman Allahım
Avrupalılar haklı tabbiki
Ohh my good.demekle.
Meğerse ben adama rüyadaki minareleri anlatınca adam o tarif üzere oraya yönlendirmiş.Oysa aradığım mekan Süleyman çelebi hazretlerinin Türbesi:
Yani:
“AMİNE HATUN MUHAMMED ANNESİ,
OL SEDEFTEN DOĞDU OL DÜRDANESİ”
Diye başlayan O Muhteşem Peygamber sav’e yakışan muhteşem Mevlidi yazan O haliyle bile bizlerden “Fatiha ihsan ede suleyman kuluna”Fatiha isteyen Zatı muhteremin mubarek türbeleri çekirge’de imiş.Neyse oradan Ulu Cami,oradan çekirgeye geçtik.
“GER DİLERSENİZ BULASIZ ALİ MAKAM
AŞK İLE DERT İLE EDİN ESSELAT”
Salavat çeke çeke vardık makama.Beyaz mermer stünlar içersinde yatıyordu.Hakettiği gibi vede üzere.Kainat Efendisine methiye yazmak oyle kolay bir işmidir ki.Bugün ku okumuş cahillere duyurulur.Enbuyuk cahil,Ebucehil’dir.(CAHİLLERİN BABASI)
İki tane Bursada arkadaşım vardı.altı senedir görüşmemiştik.Her özlediğinde bana “Bursa’ya gelmen için Süleyman Çelebi’yi mi rüyanda görmen gerekiyor?diye sitem ederdi. Selçuk kardeşim.Sağolsun birde Yavuz vardı selam olsun.İşte böyle bir rüya ile başlamıştı bu yolculuk.Hatta Lisede iken kandil geceleri ödev olarak dağıtıldığında,Din kültürü ve ahlak Bilgisi dersine giren bir hocamız vardı Allah rahmet eylesin.Hulusi hocam.Çetinkaya Lisesinde.”MEVLİD kandilinide Mevlüt anlatsın”demişti.Sonra Din dersi hocamız geldi onu anmadan olmaz Üzeyir hocam hala görüşüyoruz.30 yılı geçti.hey hidi hey.
Kimler geldi kimler geçti.
Bir varmış bir yokmuş.
Ve Bugün tekrar bir dahi çıktım Emir Sultan hazretlerine,Yeşil Camii ve Yeşil türbeye.İnerken yeşil türbe ‘nin avlusunda Yavuz Sultan Selim Han hazretlerinin dostu dünyasını değiştirene kadar yanında ayırmadığı dostu Hasan Can efendinin Kabrini gördüm.O Hasan Can efendiki Ölüm döşeğindeki Yavuz’a “ Hünkarım Allah deyiniz”deyince Yattığı yerden doğrulan Yavuz:”HASAN CAN SEN BİZİ KİMLE BİLİRDİN.”der.
İşte böyle dostlar.
Şanlı bir tarihin mirasçısıyız.
Rabbim miraslarına layık eylesin.
Selam ve dua ile.