KIRIK GÖNÜL
Bir köylü cuma namazına gitmiş,hoca çıkmış başlamış anlatmaya hararetli ,hareketli bir şekilde.Bütün cemaat ağzı açık dinliyormuş.müşfik bir çehre ile,cemal bir tavırla,
Hoca demiş ti ki,”Allahın evi gönüllerdir.”burdan başlamış anlatmaya.Vaazı bu minvalde yapmış.Cuma kılınmış herkes mutlu,huzurlu dağılmış,aralarında bunun kritiğini yaparak eve dönmüşler.Sevine sevine.
Eve gelmiş bizim ki;ev halkına ünlemiş:
-“Gelin çabuk herkeş gelsin,çabuk çabuk “
Ve de eklemiş “annenizde gelsin”
Çoluk çoçuk üşüşmüşler başına.
Adam başlamış anlatmağa.
-“Biliyormusunuz noldu?
Hepsi bir ağızdan:””
-“Sahi noldu?”diye sormuşlar.
Adam:
-“Çok mutluyum bugün,çünkü Cuma’da hoca anlattı.
“ALLAH’IN EVİ GÖNÜLLERDİR.”dedi.
Amannn hepsi sevinmişler,adeta bayram etmişler.Bütün hafta boyunca çok mutlu olmuşlar.Taki diğer Cuma’ya kadar.
Adam yine giyinmiş ,güzel kokular sürünmüş,camiin yolunu tutmuş.
Bütün köy halkı ve civar köyden gelenler herkes gelmiş.
Fakat geçen haftaki hoca gitmiş yerine başkası gelmişti.Heybetli,sinirli bir eda ile çıktı kürsüye,önü kitap dolu idi aralarındaki notlara bakıyor,bir taraftan cemaati süzüyordu.Celalli bir şekilde:
-“Ey cemaat bilesiniz ki;Allahın evi yoktur,zira O mekandan münnezehtir.”
O devam ediyordu vaazına lakin,cemaat çoktan içen yıkılmıştı bile.İçlerindeki kale gibi yerleşen düşünceler,hayaller yerle bir olmuştu.
Namaz kılınmış herkes üzgün halde çıktı kimse kimse ile konuşmuyordu.
Bizimki de eve geldi.Ev halkı onu bekliyordu.direk köşesine çekildi mahsun bir eda ,mahçup bir hâl ile pustu.
Yanına giden çoçuklarını azarladı.
Kızdı.
Bağırdı .
Çağırdı.
Çoçuklar yanından uzaklaştı.
Sonra hanımı geldi:
-“Bey!hayırdır?”
Adam:
-“Git hanım başımdan.Canım zaten sıkkın.”dedi.
Kadın biraz daha üsteledi.Dayanamadı ,ve anlattı:
“Geçen hafta hoca”Allahın evi gönüllerdir.”dedi ya.”
“E ne olmuş”dedi .Kadın.
Adam devamla:
-“Bugünkü hoca ise dedi ki:
-“Allahın evi yoktur.Allah mekandan münezehtir dedi.”
Kadıncağız:
-“Sen buna mı üzülüyorsun?”
Adam:
-“He buna üzülüyorum.”dedi.
Kadın:
-“Sen bırak Allahın evinin olup olmadığını,Allah’ın ömrü uzun,elbisesi yeni olsun.sen dervişliğine bak.”dedi.
Adam bu söz üzerine kalktı,abdest aldı ve iki rekat tövbe namazı kıldı.Namazın ardında,ellerini semaya açıp,gönülden:
Yunus as.ım duasını etti:
-“ALLAHIM BEN NEFSİME ZÜLMETTİM,SEN BENİ AFETMEYECEK OLURSAN,BEN ZULM EDENLERDEN OLACAĞIM.”dedi.
HUDEYBİYE BARIŞ ANTLAŞMASI
628 martında Medine’li müslümanlar ve Mekkeli paganlar arasında imzalandı.Müslümanlar antlaşma gereği geri Medineye döneceklerdi.O yıl hac yapmayacaklardı.Buna Peygamber sav.in arkadaşları razı olmuyorlardı.Peygamber sav.çok üzülüyordu bu duruma.Annelerimizden biri yanına geldi.
-“Ya Resullullah neye üzülüyorsun?”dedi.
Allah Rasülü:
-“Beni dinlemiyorlar.”
Annemiz dedi ki Peygamber sav.e:
-“Sen kalk Ya Resullullah!Tıraşını ol,kurbanını kes,yola düş.Gelirlerse ne âlâ ,gelmezlerse Allah sana başka arkadaşlar verecektir.”
Allah’ın Rasül’ü Onu dinledi,dediğini yaptı,
Tıraş oldu,kurbanını kesti,dediki “Ben gidiyorum,siz bilirsiniz artık.”
Bütün ashab”Ya Resullullah!Biz seninleyiz.” Dediler.
Peygamber ve arkadaşları artık zafer içinde zafer kazanıyorlardı.
Hani Allah buyuruyor ya:
-“SİZE HAYIR GELEN ŞEYDE ŞER,ŞER GİBİ GELEN ŞEYDE İSE HAYIR VARDIR.ALLAH BİLİR SİZ BİLEMEZSİNİZ.”
Diyor ya YUNUS:
-“GÖNÜL KIRDIN İSE,
O KILDIĞIN NAMAZ DEĞİL.”
Vesselam.