ÖLÜM VE AYRILIK
Seyyah olup gezdim,gurbet elleri,
Anlatayım,başa gelen halleri,
Çok çektim,ölümden beter ayrılık,
Ölümden çok çektim,beter ayrılık.
Gurbet eli, bizim için yapmışlar,
Çatısına üç mum kazıp,çatmışlar,
Ölüm ile ayrılığı tartmışlar,
Elli dirhem ağır gelmiş,ayrılık.
KurAN’da Allah buyurur”ANSIZIN GELEN ÖLÜM....”
Gerçektende öyle apansızın geliyor.Daha dün telefonla konuştuğum bir arkadaşımı,dostumu kaybetmenin hüznü içindeyim.En acısı da aynı sevgi ile aynı şeyleri sevdiğin bir insanı kaybetmek çok acı. Hani Mevlana der ya”AYNI DİLİ DEĞİL,AYNI DUYGULARI TAŞIYANLAR ANLAŞIRLAR.” Bunu bugün daha iyi anlıyorum.anladık.
Bir arkadaşı aradım,nasıl soracağımı ne diyeceğimi bilemedim,bir abimiz,büyüğümüz yazmıştı yine insan teselli arıyor,
Arkadaşa:
“Muhlis abi vefat etmiş öylemi.”
O da:
“İnanılır gibi değil ama ,öyle.”
Dedim ki:
“Daha dün telefonla konuştuk.”
O da:
“Yazsanda daha cevap verecek kimse yok.”dedi.
Dünkü yazımda da paylaşmıştım,demekki bunun habercisi imiş,lakin anlamak zor imiş.
Yazımda:”Bir cenaze gidiyordu.Yol kenarında oturan birisi,merak etti,yaklaştı tabutu taşıyana:
“Neden öldü,nesi vardı ki?”
Oda:
“Doğduğu için.”
Yani ölmemenin çaresi,doğmamaktır.Madem doğduk o vakit öleceğiz.
Dost kıymeti bilmek lazım gelir.Keşke daha çok oturup muhabbet etseydik.Daha çok beraber gezseydik.
“Ya muhlis abi!hani beraber çok uzaklara gidecektik.”
“Çiçek satmaya.”
“Doğru sen gittin,çoook uzaklara.”
Yolunu açık etsinler.
Allahın rahmeti sana olsun.
Bizdende selam söyle oradakilere.
Seni sevdik,seni özleyeceğiz.
“İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.”
Ondan geldik ona döneceğiz.
Vesselam.