TARİH KORİDORU-1
Cumhurbaşkanı seçimi krizlere sebeb olmuş o yıllarda, aday bulunamıyormuş, S.Demirel bu ortamda çok bunalmış, çare arıyorken, Meşhur güniz sokaktaki evinden bir gece yarısı çıkmış, vurmuş kendisini Ankara caddelerine, bir müddet gittikten sonra , ara bir yerden bir Çakırkeyf vatandaş fırlamış, Demirel’in önüne, sarılmış eline, korumalar koşsalarda Çakırkeyf vatandaş, Demirelin elini kavramış ve:” Baba! Ben Cumhurbaşkanı olmak istiyorum .” demiş.
Demirel, gayet ciddi bir şekilde:” Nerdesin? Biz de seni arıyoruz” demiş. İşte bu yıllarda İbni Haldun’un:” Coğrafya kaderdir.” Sözü mucibince, bizde, Arif Nihat Asya’nın dediği gibi:” Köyümüzü, Çatalca’ya, Çatalca’yı da İstanbul’a bağlamışlar.” Bizde Sivas, Kangal’da doğmuşuz, lakin sonunda İstanbul’a gelmişiz. Öyledir, doğarsın, yaşarsın ve ölürsün. Bazıları doğar ama hiç yaşamaz, bazıları belki hiç doğmaz, lakin doğan her kes olur. Zira “Kulu men aleyha fan.” Aşık Veysel’in o güzel ifadesi ile:
“ Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Gündüz gece
Gündüz gece
Gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Gündüz gece
Gündüz gece
Gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm ayni zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Gidiyorum gündüz gece
Gidiyorum gündüz gece
Gidiyorum gündüz gece
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Gidiyorum gündüz gece
Gidiyorum gündüz gece
Gidiyorum gündüz gece
Düşünülürse derince
Uzak gözükür görünce
Yol bir dakka miktarinca
Gidiyorum gündüz gece
Gidiyorum gündüz gece
Gidiyorum gündüz gece
Gidiyorum gündüz gece
Yol bir dakka miktarinca
Gidiyorum gündüz gece
Gidiyorum gündüz gece
Gidiyorum…”
Hoş bir sada bırakmaksa maksat, onunda yolu belli, gariplerden olmak, Peygamber müjdesi” Bu din garip geldi, garip gidecek.”
Ne mutlu o gariplere.
Vesselam.