Selamun Aleyküm dostlar,
1923 Cumhuriyetin İlanı'ndan bugüne kadar cennet vatanımızda demokrasi, hukuk, milli irade defalarca çiğnendi ve yok sayıldı...
Bu topraklar 46 seçimlerinde açık oy gizli tasnif ile milli iradenin katledilişine de şahit oldu, 60 cuntası eliyle milli iradenin idama gidişini de gördü, 80 cuntasıyla kendi evlatlarının işkence tezgahlarında heba olduğunu da, 28 Şubat sürecinde Allah diyenin fişlendiğini de hatta 15 Temmuz'da kendi meclisinin kendi savaş uçaklarıyla bombalandığını da...
Lakin Türkiye geçirdiği onlarca seçim içerisinde bu denli organize bir hırsızlık şebekesine şahit olmamıştı artık o da oldu.
Seçimden önce Erdoğan, Bahçeli ve biz vatan evlatları "beka" diye haykırıken bize "beka sorunu var diyenin zeka sorunu vardır" diyenler 31 Mart gecesi en hafif tabirle sandık darbesine girişti.
Peki adama sormazlar mı, madem "beka" meselesi madem yok neden bunca organize hırsızlığın içine girdiniz?
Veya madem iddia ettiğiniz gibi hırsızlık söz konusu değil (ki yüzlerce belge var) neden yeniden oy sayımından korkuyorsunuz?
Mazbata konusunda neden bu kadar acele ediyorsunuz sakince süreci takip edemiyor musunuz?
Esasen soruları sıralama devam edersek daha bir sürü sorumuz var sorulacak lakin bunlara cevap verebilirseniz o bile kafidir...
Öyle bir zincir kurmuşlarki PKK ve FETÖ inlerinden kaçmayı başaranlar YSK,CHP,İP ve Saadet Partisi kadrolarına sığınarak bekanın tecelligahı olan sandığın güvenirliğine şerh düşme cüretini kendinde buldular.
Büyükçekmece'de boş arsa,inşaatlara kadar kayıtlı 21 bin "hayalet seçmen" tespit ediliyor devlet bunun peşine Ocak ayından itibaren düşüyor fakat kriptolar seçime kadar bu organizasyonu korumayı başardılar.
Öte yandan gelen bilgilere baktığımızda seçim öncesi sistematik olarak CHP ve İP kadrolarından istifa edip Ak Parti kadrolarına geçenlerden hatırı sayılır rakamlarla sandık müşahidi olarak görevli yazılıyor fakat oy sayımı esnasında görevini yerine getirmeyi bırakın hırsızlığa doğrudan el atıyor.
Yalnız altını çizerek CHP ve İP kadrolarından istifa edip Ak Parti ve MHP kadrolarına dahil olan herkes tabii ki işin içinde değil gönülden beka tehtidini görüp Cumhur İttifakında görev almak isteyen yiğitler elbette olmuştur.
Sandık başında hırsızlığı başaramayanlardan görevi YSK içerisinde görev alan kripto FETÖ'cüler hemen devreye girerek oy rakamlarını değiştirme harekatına giriştiler.
O kadar organize bir hırsızlık varki anlat anlat bitiremeyiz üstelik onlarca belge olmasına rağmen şuan "yavuz hırsız ev sahibini bastırır" deyimiyle toplumu germek için tüm kozlarını oynuyorlar.
İmamoğlu alelacele Anıtkabir'e gidiyor kripto FETÖ'cüler eliyle resmi tören kıtası eşlik ediyor ve kendisi de bunun devlete karşı bir meydan okuma olduğunu çok iyi biliyor fakat devletin gösterdiği strateji hem İmamoğlu'na o aklı verenleri hemde İmamoğlu'nu dumura uğratıyor daha sonra telaşla kameralar karşısına geçen İmamoğlu'nun elinde hesap makinesi olmasına rağmen hesap yaptığını zannederken eli ayağına dolaşıyor.
Fakat son raddede gözleri o kadar döndü ki Ekrem İmamoğlu açık açık NTV-Şahenk, HaberTürk-Ciner Medya Grubu,CNN Türk- Demirören Medya Grubu'nu tehdit ederek ikinci bir skandala imza atıyor.
Suçluluk psikolojisiyle YSK,medya,STK'lar ve toplumu baskı altına alarak tehdit diliyle korku imparatorluğu kuracaklarını zannediyorlar.
Hedefleri ilk aşama da 1 Mayıs'a kadar sokaklarda kıvılcımı çakmak ve 1 Mayıs'ta ateşi artık iyice harlayıp ikinci gezi vandalizmini başlaratarak ülkeyi yeni bir iç savaşa sürüklemek.
Planlarının kronolojisi şöyle gözüküyor;
1 Mayıs'a kadar ilk kıvılcım, 1 Mayıs "Haziran Hareketinin Başlangıcı", Haziran ayı artık semt semt,mahalle mahalle güç savaşı ve Temmuz- Ağustos tamamen yağmalama ve kardeş kavgası...
Arkadaşlar, emin olun bu bir ütopya yada komplo teorisi değil aksine özellikle 15 Temmuz'un intikamını almak hırsıyla ilmek ilmek planlanan bir ihanet süreci ve dahi bunun delili olarak seçimden önce PKK terör örgütünün siyasi uzantısı HDP'nin Eşbaşkanı Temelli'nin "İstanbul ve Ankara'da bizim sayemizde kazanacaklar biz yöneteceğiz" diyerek planlanan asıl gayeyi ortaya koydu.
(Yalnız soran olursa CHP ile HDP ittifakı asla söz konusu değil!)
Devlet ne mi yapıyor?
Herkes rahat olsun devlet herşeyin farkında at izi it izine karışmış gibi dursa da aslında artık Hilal ve Haçlı saflarındakiler artık kendilerini daha net gösteriyor.
Tabii haklı olarak biz devlet niye hemen müdahale etmiyor diye hayıflansakta devlet kukladan ziyade kuklacıya ulaşmayı ve uluslararası kamuoyunda haklı davasını savunmak için ihanetleri belgelemeyi hedefler...
MİT,İçişleri Bakanlığı,Milli Savunma Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı süreci titizlikle takip ediyor bu organize ihanet zincirine kim halka olduysa tek tek devletin demir yumruğunu iliklerine kadar hissedecek.
Biz devletimize güvenerek itidalle süreci takip etmeliyiz onlar ne kadar sokak olayları hayali görselerde devlet bu defa buna asla müsaade etmeyecektir ve bizim için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın emri muteberdir tıpkı 15 Temmuz gibi emir verirse okun yayından fırladığı gibi canımızla kanımızla bir kez daha vatanımızı müdafaa etmekten asla geri durmayız!
Yüzlerce kez binbir çeşit ihanetle karşı karşıya kalan bu kadim devlet Allah'ın izniyle bu şaibe rüzgarını da atlatacak, organize ihaneti çökertecektir.
Davamız İlay-i Kelimetullah parolasıyla Devlet Ebed Müdded yolunda hizmetçi olabilmektir...
Allah yar ve yardımcımız olsun, İnşaAllah kazanacağız!
Muhammed Mustafa Aslantürk
2023 öncesi hazırlık bunlar.
Kesinlikle öyle devletin hazırlık ve altyapı sürecini akamete uğratmak için bütün tezgahları deniyorlar.