Efendim İstanbul’u Binali Bey kaybedecekmiş. Öyle diyormuş anket şirketleri… Kaldı ki Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar misali Binal’i Bey’in mi, yoksa İstanbul’un mu kaybedeceği de açık uçlu soru(!)
Benim bu seferki meselem tam olarak seçim sonuçları da, anketler de değil aslında. Fetöcüler nedense pek bir keyifli! Buna anlam veremiyorum sadece.
Anket sonuçları haklı olabilir…
Topal Dursun’un çocukları kaybedebilir, Papazın çocukları kazanabilir.
Hira’nın çocukları kaybedebilir. Olimpos’un çocukları kazanabilir.
Trabzonlular kaybedebilir, Pontuslular kazanabilir.
İstanbullular kaybedebilir. Konstantinopolisliler kazanabilir.
Halisdemir ruhlular, Cengiz Topel ruhlular kaybedebilir, Makarios ruhlular kazanabilir.
Marmaray Projesini sahiplenenler kaybedebilir, Karşı çıktığı projenin ürünü Marmaray’a asılan renkli balonları sahiplenenler kazanabilir.
Olduğu gibi bir hayat sürenler kaybedebilir, seçimden seçime rakı masalarını bırakıp alnını secdeye götüren münafık ruhlu plastik bebekler kazanabilir.
Yusuf yüzlü Yufuslar kaybedebilir, Yusuf’u kör zindanlara atmak için çırpınan Koraşlar kazanabilir.
Makarnaya muhtaç diye aşağılanıp, Vatan ve Milletini canından aziz bildiği için Tankların altına yatanlar kaybedebilir. Vatan, Millet edebiyatı yapıp, marketlerde makarna kuyruklarına girenler kazanabilir…
Ama..!
Ey vatansız köpekler, Ey katalog pezevenkleri, Ey don koklayıcılar, Ey CIA’nın beceriksiz maklubecileri!
Siz 23 Haziran İstanbul Belediye seçimini kazanıp bizi mağlup edebilirsiniz. Sokullu Paşa’nın dediği gibi, olsun(!) siz bizim sakalımızı kesmiş olursunuz. Bir sonraki dönem enkaz da devralınacak olsa, CHP Belediyeciliğinin sonuçlarını tokat gibi yüzlerinde hissecek olan halk, aslına rücu edecek ve yönetimi ehline devredecek.
Ya hu, biz 15 Temmuz günü sizin kollarınızı, bacaklarınızı kestik. Kestanenizi çizdik. Sizleri don, atlet enik gibi sıraya dizdik. 40 yıllık Amerikan projesini bir günde çöpe attık. Biz kazandık ulan, biz kazandık! Siz bir daha kıçınızın üstüne oturamayacaksınız. Gavur topraklarında korkuyla yaşayıp, öldüğünüzde gömülemeyeceksiniz. Krematoryumlarda yakacaklar leşlerinizi.
Keyiflenmeyin siz, sevinmeyin. Her gece yaptığınız şeyi yapın. Oturup ağlayın hıçkırıklarla… Müslüman mintanı giymiş bir kardinalin oyununa kandık. Ne Dünyamız kaldı, ne ahiretimiz kaldı deyin!
Bu arada Fetö terör örgütünün finansörü firari Akın İpek’i bilirsiniz. Hani şirketlerinde çalışanları tek tek fişleyip, sığındığı İngiltere’de bile örgüt propagandası yapan Koza Holding’in sahibi. Lüks, ihtişamlı bir hayat süren zenginler zengini Akın İpek.! Bu aralar ne işle meşgul biliyor musunuz? Fetö terör örgütü aleyhinde yazanların twitter hesaplarını kapattırmak için çoluk çocuk oyunları oynamakla meşgul. Benim de twitter hesabımı aynı şekilde kapattırdı. Yapıp yapabileceğiniz bu kadar işte. Vay be nereden nereye… Döndüm keyifli, keyifli gülüyorum. Neremle mi? Onu da sen düşün Bay finansör!