Değerli www.bihavadis.com okurları,
Her güzel işin başlangıcı kendine özel ve güzeldir. Mesela bir çocuğun doğuşu muhteşem bir olaydır. Bu dünyadan ilk nefesini alışı, ilk ağlaması, ilk gülmesi, emeklemesi, yürümesi… insana heyecan verir, umudunu tazeler, adeta gençlik üfler ruhuna.
Umut önemlidir. Ne diyor milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy;
“Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
…
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar”
Yeniden başlamak da güzeldir elbet. İster olsun ister olmasın hayatta istediklerimiz, yılmadan, usanmadan ve asla vazgeçmeden ısrarla istemek ve çalışmak zorundayız.
Asla vazgeçmeden.
Hırsla karıştırmayalım; azimle, gayretle, tevekülle… helal ve meşru dairede.
Hırs tehlikelidir, hasar verir, hem kendimize hem de çevremize.
Bihavadis haber sitesini kuran değerli arkadaşlarımız yeni bir başlangıç, yeni bir heyecan ve yeni bir soluk olabilmek umuduyla yola çıkmışlar. Allah yollarını mübarek, niyetlerini halis, hizmetlerini daim etsin.
Ülkemiz kritik zamanlardan geçiyor. Küresel güçler kendi kafalarındaki büyük planlarını uygulayabilmek için Türkiye’yi de tasarımlamak istiyorlar.
On beş yıl önce olsaydı bu çok kolaydı. Ama şimdi zor. Başında kararlı bir lider ve azimli bir millet var. 15 Temmuz’da onların maşalarının tank ve uçaklı saldırılarına çıplak elle karşı koyan ve asla geri adım atmayan bir millet var.
Kırk yıl özene bezene besleyip büyüttükleri virüslerini (feto) son hamlesinde yerle bir eden, ardından bünyeden söküp atan ve atmaya devam eden bir şuur var.
Ve küresel efendilerin en çok korktukları şey; Devlet-i Ali Osman’ın ruhu dolaşıyor ortalıkta.
Ümmet-i Muhammed’e liderlik tecrübesiyle maruf Türk Milletinin diriliş hengâmesi bu aralar…
Her ne olursa olsun kritik zamanlardan geçiyoruz değerli dostlar, haçlı ruhu da boş durmuyor. Silahla, zorla, hile ile alamadığını; bu sefer fitne ile içimizdeki başka kalıntıları ile almaya çalışıyor.
Yaptığı her işi milletten aldığı güçle yapan, bütün yerel ve emperyalist operasyonlara rağmen millet desteği artarak devam eden, her kritik noktada milletin onayına tekrar başvuran bir liderimiz var. Elimizi vicdanımıza koyalım; dünyada bu kadar meşru ve bu kadar halkını temsil eden başka bir lider var mı?
Samimiyetle söylüyorum, yok!
Evet, Cumhurbaşkanımız Erdoğan, dünyanın en meşru lideridir, hangi açıdan bakarsanız bakın.
Ama dikkat ederseniz belli bir kesim her fırsatta bütün medya araçları ile gerek yazılı, gerek görsel ve gerekse sosyal medya ile sürekli bir şekilde onu farklı göstermeye çabalıyor. Hem de ondan fazla seçimde üst üste halkın artarak devam eden desteğine rağmen.
Onlar çalışacak elbet.
Ama biz de çalışacağız. Nasıl olsa seçtik, ne gerekiyorsa o yapsın deme lüksümüz yok. Söz konusu vatandır. Harim-i namusumuza saldırı var. Şer güçler ellerindeki bütün savaş araçları ile saldırıya geçmiş vaziyetteler.
Böyle zamanlarda ihtilaflar, iç anlaşmazlıklar bir kenara bırakılır.
Kimin elinden ne geliyorsa onu yapacak. Anlatabilen anlatacak, yazabilen yazacak… İnsanımızı en iyi şekilde yetiştireceğiz.
Şanlı bir geçmişimiz var, muhteşem bir dinimiz var, bunu doğru ve anlaşılır bir biçimde anlatacağız nesillerimize.
Kirli sepetine dönmüş batıya değil; ak pak medeniyetimize hayran olacaklar.
Bilhassa eğitim.
Eğitim çok önemlidir. Bu anlamda Cumhurbaşkanımızın: "Müfredatımızı yeniden düzenleyeceğiz ve anlı şanlı tarihimizi kitaplarımıza bu şekilde geçireceğiz." Sözünü çok dikkatle okuyacağız.
Her şeyi o yapacak değil ya biz de üzerimize düşeni yapacağız.
Lafı uzatmamayım, bugün 21 Mayıs 1453. Af edersiniz, 21 Mayıs 2017.
Şartlar ne kadar da benziyor değil mi?
Fethin çok yakın olduğu hissini veriyor bu tarih. Sanki 29 Mayıs’ta Fatih, Bizans surlarını aşıp, atının üstünde, bütün ihtişamıyla yeniden girecek İslambol’a…
Haydi bismillah. Hayırlar feth ola, şerler def ola.
Nasip olursa bu köşede buluşmak üzere, kalın selametle.