Günümüz insanı sağlık ve zindelik için spor salonlarında saatlerini harcıyor. Ama kişisel gelişim konusunda aynı gayretin gösterildiğini söylemek pek mümkün değil. Çünkü kasların spor yaparak gelişmesi gibi kişilik de "farklılıkları yaşayarak" zenginleşir. Ama insan benzerleriyle rahat ortamlarda yaşamayı farklılıklarla bir arada yaşamaya tercih eder. Oysa Nietzsche bu gerçeği ifade edecek şekilde "Bizi öldürmeyen şeyler güçlendirir" demiştir. İnsanın kişiliği her zorlandığı ilişkide gelişerek bir adım daha ileri gider veya zorluğu aşamaz ise gelişemez olduğu aşamada kalır. Zorlanılan her ilişki, her olay, her kişi, kişinin bir aşama daha gelişerek ilerlemesini sağlar. Fakat bazen öyle biri karşımıza çıkar ki anlaşmak, geçinmek hatta aynı ortamda yaşamak bile zordur. Zor bir durum veya kişi ile karşılaşıldığında yapılanlar da kişinin gelişim yönünü belirler.
İnsan ilişkilerinde (sosyal, resmi, kurum içi) başarının ilk koşulu "geçinebilme becerisi"dir. Aslında kimse kolay insan değildir, herkesin zor, anlaşılmaz olduğu, kendini anlatamadığı veya kimseyi anlamadığı zamanları olur. Anlaşmakta zor insanlar "geçinebilme becerisi"mizi geliştirmede en etkili kişilerdir aynı zamanda. Çünkü insan sürekli olarak öğrenir ve davranışları aldığı görgü ve bilgi ile gelişerek ileri gider. Bernard Shaw'ın dediği gibi "Eğer karşınıza hiçbir zorluk çıkmıyorsa iyi bir yere gitmiyorsunuz demektir". Gerçek şu ki kişilik özellikleri ne kadar çok ve yüksek düzeyde hissediliyorsa o kişiler "zor kişiler" olarak tanımlanıyorlar. Narsistlik, takıntılılık, aşırı içe dönük, aşırı şüpheci, aşırı kıskanç, aşırı kaygılı, aşırı kötümser olmak gibi özelliklerin hepsi veya bir çoğu aynı kişide olursa "sorun var" demektir. Ama "ZorIukIar kaçınıImaz, ama yeniImek seçimdir" dedikleri gibi bu konuda da ilerlemek gayretlere bağlı kalıyor.
Türkçedeki anlamı karşıtlık ve tezatlık olan "paradoks" kavramı bence burada da karşımıza çıkıyor. Zor kişi olan ilişkimize bir fırsat mı cezamı dediğimiz "paradoksu" oluşturuyor. Genç zihinlerin kabul görmüş tez veya düşüncelerin doğruluğunu sorgulaması antitez veya ifadeler geliştirmesi esasından hareketle buna fırsat demesi gerekir. Oysa, her yaş döneminde de zor insanlar sanki kişiye ceza gibi gelir. Ancak zor insanlar herkese özellikle de en yakınlarına zordur. Hele de amiriniz veya evdeki büyüğünüz zor kişili özeliklerinden bir kaşına birden sahip ve yeniliklere de kapalı biri ise hayat gerçekten de çok ama çok zor olabilir. Vazgeçip kaçmak, uzaklaşmak, görmezden gelme veya asi olmak seçenekleri de var. Ama bu sorun eninde sonunda bir şekilde çözülecek. Kavga, tartışma ve stres içinde günler geçirmek yerine alternatif olan ama kolay da olmayan geçinme becerisi edinmek kazan kazan modeli içinde büyük çözümü, sunacaktır.
Zor insanlarla çalışmak karşısındaki insanı, kendini ifade etme, emin olma ve yeteneklerin farkına varma gibi özelliklerini geliştirir. çünkü, zor insanlar, olaylar kişilerin göremediklerini görebilme, olaya farklı bakabilme yönleri ile farklı olup karşısındakinin bunları görmesini istemeleri ile zorlarlar. Zor insanla çalışanlar da zamanla bu özelikleri geliştirerek hataları, farkları onlardan önce tespit edebilir hale gelebilirler. Zor insanları anlamak için iyi dinlemek ve detaylara dikkat etmek gerekir.
Yalnız burada kendi görüşlerimizden, istek ve gereksinimlerimizden vazgeçerek karşımızdakinin her dediğine evet demek gerek, anlamı da çıkmamalıdır. Bu anlaşmak değil teslim olmaktır. Çünkü teslim olduğunuzda olayı çözmüş değil sadece baskılamış oluruz. Bir süre sonra başka bir konuda yine çatışmalar olacak demektir. Zor insanlarla iletişimde
1.Sakinliği korumak
2.Konuşmalarda yumuşak ve kibar bir tarz kullanmak
3.Konuşurken sadece görüş alıyor veya görüş veriyor düzeyinde kalmak
4.Farklı ve geniş açıdan bakabilmek
5.Alternatifli düşünmek
6.Gerilimli ortamlarda ara vermek veya bir süre ortamdan uzaklaşmak
7.Ucu açık, olayı netleştirmeye yönelik yapıcı, doğru anlamayı kontrol edecek sorular sormak
8.Kısır döngüde olan konuyu farklı açılı sorularla netleştirme ve gerekirse yönlendirme yapmak
9.Her fikir sonucunda ortaya çıkacak muhtemel sonuçları geniş bir şekilde tartışmak iletişimde rahatlama ve başarı sağlayacaktır.
Zorlu iş hayatında ve yakın çevremiz ile başarılı iletişimde olaya farklı açılardan özellikle de karşı tarafın baktığı açılardan da bakabilmek" gerekir. Bunun için insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlamaya çabalaması gerekir. Bu konuda fikrine güveneceğimiz ve tecrübelerine güvendiğimiz bir yakınımızdan destek alabiliriz. Görüş alma, duruma farklı , tarafsız ve önyargısız bakacak yeni bakış açısı daha doğru ve farklı sonuç sağlar. Bazen yakın olmayan birisi bile farklı bakışı veya bir sorusu ile yeni, farklı bir pencere açabilir. Genelde paradokslar matematikte yeni buluşlara yol açarken, soyut düşünceyi de beslemiştir. Ancak ne tür paradoks olursa olsun ortaya çıkan sorular ve karışıklık hem ilginç, hem de eğlendirici olmuştur. Günlük hayatta yaşadığımız ilişkilerimizi de paradoks olarak kabul edersek bazen kötünün iyi, iyinin de kötü sonuçlandığını görürüz. "Bizi zorlayan kişiler değil beceri eksikliğidir, ve bu beceri kesinlikle edinilebilir".
Çok güzel bir yazı olmuş. Ama unutmamak gerekir ki her insan bir başka insana göre zor insan olabilir. Hepimizin birilerinin hayatından öğreneceği ve öğreteceği birşeyler vardır. Kendimizi hiçbir zaman sütten çıkmış ak kaşık zannetmemeliyiz belki o insanın bu huyunu biz destekliyoruzdur. Tepki verildiğinde oda kendini düzeltecek güce erecektir belki de...